Yaşam Haber - Haberin Merkezi
10-09-2017 10:08 686

"1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ" Ve BENİM BAYRAMIM

 

 

Din, dil, ırk, renk, cinsiyet, sınıf ayrımı yapılmaksızın,

Herkesin yüreğinin en derin yerindeki sevgiyle,

Kutlaması gereken gün:

"1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ" dür.

 

Dünya Barış Gününde istenilen;

Dostluklar kurulsun.

Ağıtlar yakılmasın.

İnsanlar hep gülsün.

Analar ağlamasın.

 

Gençler;

Kızlı erkekli kol kola girsin halay çeksin,

Horon tepsin.

Barış türküleri söylesin.

 

Dünyadaki bütün insanlar,

denizler,

akan sular,

ormanlar,

çiçekler,

böcekler.

 

"Emperyalist paylaşın savaşçıları" nın

"İslami kelle avcıları" nın

Ve Bugün;

Günahlarını affettirmek için milyonlarca

Çaresiz "dilsiz hayvan"ı doğrayan acımasızların

Şerrinden korunsun.

Herkesin,

Barış,

hoşgörü,

saygı,

ve

kardeşlik duyguları ırmaklar kadar coşsun.

 

Benim bayramım da;

Kendisinde Hakkı gördüğüm insanın,

Gökte uçan kuşun,

yerdeki karıncanın,

dağdaki kurdun

 

Öldürülmediği,

canının acıtılmadığı,

kanının akıtılmadığı gündür..

"DÜNYA BARIŞ GÜNÜ"

Kutlu olsun.

**************

 

"KAST SİSTEMİ"

"KEKLİK” ve "ZINDIK"

YURT gazetesinin bu günkü sayısında "Köşe Yazarı" sevgili Mustafa Pınar, benim sosyal medyadaki bir yazımı da değerlendirerek, hak edemediğim övgülerde bulunmuş..

Ne diyeyim?

Teşekkür ederim.

Asıl konumuza dönelim.

Bazen insanlar hak etmedikleri yerlere çıkarlar.

İndirildikleri zaman da feryat figan ağlarlar.

Bir Çocuk, annesine.

"anne beni şu dala çıkar" demiş.

Anne

"Oğul, ben seni o dala çıkarmaya çıkarırım da biri seni indirirse, bir daha oraya çıkamazsın,çıkmak istediğin yere gücünle çıkmalısın" demiş.

İşte bu "indir, çıkar yaklaşımı" bana , "Hint Kültürü"yle özdeşleşmiş, meslek esasına dayalı, soy, ırk anlamına gelen "Kast Sistemi"ni anımsattı.

"Kast Sistemi"nde meslek babadan oğula geçer.

İlkel, sevimsiz, demokrasi ile bağdaşmayan bir sistemdir.

Bir zamanlar ABD de başkanlığın George H. W Bosh ailesinde,

Bizde de Çankaya Belediye Başkanlığının Taşdelen' lerden olduğu gibi.

ABD de Büyük ve küçük Boshlar seçimi, hangi materyalleri kullanarak aldılar bilmiyorum.

Büyük Taşdelen'in Alevilerin sırtına bindiğini biliyorum.

İşi o kadar ileriye götürmüştü ki, sevmediği bir suni yurttaşla dostluk kuran "Alevi"ye hemen "Keklik" yaftasını yapıştırıveriyordu.

Ne demek "keklik"lik?

Soyuna "kast eden" demekmiş.

Çünkü "kafesteki keklik" öterek soyunu avcının menziline çeker.

Avlatır.

Büyük istismar.

Samimiyetten uzak bir politika.

Küçük Taşdelen, bırakın bir suni yurttaşla dost olmayı, Sunilerin ibadet yerlerine onarım ve bakım hizmetleri veriyor. "Ramazan Ayı"nda İftar çadırları kuruyor.

Zengin mönülü iftar sofraları açıyor.

"Keklik" mi diyelim?

Yoksa Büyük Taşdelen'in yaptığı, "zındık"lıktır. deyip geçelim mi?

Peki "zındık" kime derler..

"Müslüman görünüp Müslüman olmayan,

İmanlı olmayıp imanlıyı kandıran

İslami yeti içerden yıkan,

Hırsız,

Yalancı,

Riyakara

Kandırışçı,

Takiyyeci kimselere derler.

Yazdıklarımızı "Alevi Yurttaş"lara yapanlara da kolaylıkla "Zındık" diyebilirsiniz

Top