Yaşam Haber - Haberin Merkezi
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
02-04-2016 17:50 948

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

 

 

Haber alma hakkı özellikle doğru haber alma hakkı  temel insan haklarından birisidir. Basın özgürlüğü kavramı daha genel bir kavram olan düşünce özgürlüğünün  iletişim alanındaki yansımasıdır. Bu kavram insanların serbest engelsiz haber alma hakkıile birleşince iki taraflı bir etkiye yol açar. Yani hem düşünceyi açıklama  hemde açıklanan düşünceye erişim hakkını sağlar.

Dolayısıyla bir ülkede basın özgürlüğü aynı zamanda  demokrasi ve insan hakları standardını da ifade eder. Medyanın veye medya mensubunun özgür bir biçimde kitlelerle buluşmasını engeleyen her girişim; medya özgürlüğünü dolayısıyla doğru haber alma, farklı düşünce beyan etme özgürlüğünü de ortadan kaldırmaktadır. Basın özgürlüğü basına uygulanan her türlü engellemenin ortadan kaldırılması, toplumun özgürce haber alma hakkına kavuşmasıyla mümkündür.

Bu gün ülkemizde bu anlamda bir basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Bu tespit sadece  tarafımızdan yapılan bir tespit olmadığı bütün dünyanın hayretle izleyip gördüğü bir gerçekliği ifade etmektedir. Türkiye son dönemlerde basın özgürlüğüne getirdiği sınırlamayla dünyada ilk sıralarda yer almaktadır, Cezaevlerinde otuz u aşkın gazetecinin tutulması, Gazetecilerin haber yapma haklarının çok sert biçimde engellenmesi, göz altına alınması, tehdit edilmesi hatta yaşam hakına saldırılması artık sıradan uygulamalar haline geldiğini izlemekteyiz. Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül’n  durumu güncel örnek olarak karşımızda durmaktadır.

İnsan hakları Avrupa sözleşmesinde “ Düşünceyi açıklama ve haber alma özgürlüğü” 10, maddesinde  şu şekilde düzenlenmiştir.

1.Her fert ifade ve izah hakkına sahiptir. Bu hak  içtihat hürriyetini ve resmi makamların müdahalesi ve memleket sınırları mevzubahis olmaksızın, haber veya fikir almak veya serbestisini ihtiva eder. Genel anlamda ifade özgürlüğü esasen  sadece basın mensuplarına değil herkese tanınmıştır. 10. Maddede  Kamunun  bilgi ve haber alma hakkına sahip olduğunu ifade etmiştir. Basın özgürlüğü demokratik toplumun vaz geçilmez unsurlarından biri olarak kabul edilmelidir. Eğer bu hak kabul edilmeyerek farklı katı engellemelere tabi tutuluyorsa burada ciddi anlamda bir demokrasi sorunu var demektir. Bu gün Türkiye’de yaşanan tablo tam da bu durumu ifade etmektedir. Bu durum geçici bir durum olmaktan uzak demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmaya yönelik,  yerine farklı otoriter, oligarşik Tek kişinin egemenliğini esas alan bir yapıya dönüşmekte olduğunu göstermektedir.

Bu gün oluşturulan “ havuz medyası” kavramı da basın özgürlüğünün vardığı aşamayı göstermektedir. Farklı medya organları Kayyum marifetinden tutuklama hatta infaz marifetine kadar farklı yöntemlerle ortadan kaldırılırken iletişimin, haber yapmanın sadece belli bir tekelde tutulması toplumun doğru haber alma hakkından yoksun bırakılarak yaratılmak istenen “algıya” tabi tutulması demokrasi, basın özgürlüğü ile bağdaşmadığı gibi daha tehlikeli sularla doğru gidildiğini ifade eder.

Cumhur başkanının ABD yi  ziyaret etmesiyle eş zamanlı Başkan Barack Obama’nın Türkiye’de Basına yönelik yaklaşımın ülkeyi “sıkıntı verici bir yola sokacağı uyarısında bulunması “Türkiye’deki bazı eğilimlerden rahatsızım” demesi sıradan bir uyarıdan ibaret olmadığını gösteriyor.

Top