Yaşam Haber - Haberin Merkezi
BİR CİNAYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
24-10-2018 15:28 435

BİR CİNAYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

 

 

      Adam Suudi asıllı!.Aynı zamanda Amerikan vatandaşı ve Whaşington post gazetesinde yazar!.

Bu adam son dönemlerde Arap ülkeleri ve Suudi yönetimi hakkında eleştirel yazılar yazıyor!.Kim bilir, belki de yazdırıyorlar!.

Bu yazıların hedefindeki prens Salman, yazılanlardan son derece rahatsız!.

Ancak;

        Çok rahat ve kimsenin şüphe duymayacağı yöntemlerle bu gazeteciyi ortadan kaldıracak güç ve kudrete sahipken, en zoruna ve en olmadığına baş vuruyor!.Üstelik güpegündüz ve herkesin gözü önünde!.Olaya canlı şahit, Kaşıkçının nişanlısını da tanık olarak bırakarak!.

Ayrıca çevredeki kameraların da olaya şahit olduğunu, olacağını bilerek!.

        Tabiri caizse böylesi bir cinayeti tasarlamak için sadece eşek olmak gerekmiyor!.Aklını peynir ekmekle yemekte gerekiyor!.Diyelim ki,Selman böyle bir cinayetin emrini verdi, peki bu tür bir yöntemin yanlış olacağını etrafındakiler hiç mi izah etmezler ve ona daha garanti seçenekler sunmazlar?!

        Bu İşte bir bit yeniği var!.İşlemlerini Amerika'daki konsolosluktan rahatça hal edecekken, neden Türkiye?.Neden buraya yönlendirildi?.

      Suudi konsolos apar topar kaçıp gitti!.Akabinde cinayete iştirak ettiği iddia edilenlerden biri, dün şüpheli şekilde öldü!.

        Tüm bunları alt alta sıralayınca meselenin bir CİA ve Suudi derin devletinin bir ortaklığı gibi görünüyor!.Hele Trump'ın ağız değiştirmesi bunu doğrulayacak cinsten!.CİA' nın Amerikan Başkanlarını susturabildiğini ve asıl belirleyici unsur olduklarını hepimiz biliriz!.

Buradan şu hesabı da çıkarabiliriz; Amerika galiba Kaşıkla verip, kepçeyle almak için böyle bir senaryoya göz yumdu, ya da yaptı!.

Her ne sebeple olursa olsun , bu vahşi cinayetin aydınlatılması lazım!.

İnsan ve insanlık adına!.

****************

BİREY VE TOPLUM

 

        Başlık size yabancı gelmeyebilir.Ancak, burada değineceğimiz sizin bildiğiniz ve okuduğunuz birey-toplum bağlamıyla pekte farklılık arz etmeyecektir!.Yazacaklarımız sadece bir tespit ve bilinen gerçek olsa da hafızamızı yenilemek adına bir kere daha irdeleyelim dedik!.

        Birey, kendine ait ve toplum sürükleyici bir roldür!.Tüm bireylerin egoları vardır!.Olmaması insan kimyasına aykırıdır!.Ancak alt ve üst ego denilen çizgide kendimizi nasıl bulduğumuzun özeti vardır!.Aşırı ego bir nevi hastalıktır ve erk sahibi olunduğunda güç zehirlenmesi denilen sendromlarla daha belirgin hale gelir!.

       Bu tür bireylerin fikirlerden çözüm üretmek gibi kaygıları yoktur!.Sadece kendine has olanın doğruluğuna inanırlar ve yönettikleri toplumlarında böyle olmasını isterler!.Tabiri caizse toplum aklına bir daire çizerler ve bu dairenin dışına çıkmayı suç olarak görür ve buradan kendilerini kaybedecekleri korkusu yaşarlar!.

        Hal böyle olunca biat ve itaat toplumu ortaya çıkar!.Böyle bir toplumun fikir üretme şansı olmadığı için, sadece kendilerine dikte edilen fikirlerden ötesini doğru bulmaz, tartışmaz ve tartıştırmazlar!.En çokta geride kalan sözler üzerinden yol almaya çalışırlar ve bunu bir bilgelik zan ederler!.Bu tip bireylerin geniş bir okuma yelpazeleri de yoktur!.Yani okumazlar!.Okumak gibi bir niyetleri olduğunda en çokta değişebilirim diye kendilerinden korkarlar ve sadece taptıkları dayatılmış örnekten başkasının kitaplarını, ya da yazılarını okumazlar!.

         Oysa düşünceyi bir daireye hapsetmek, gelişmenin önünü tıkamaktır!.Düşünceyi çizgide yürütmek ise sonsuzluktur ve her adım başı yeni şeyler görmek ve uygulamaktır!.Bı tür bireylerin oluşturduğu toplumlar çağı yakalamıştır!.Diğerleri sadece taşıdıkları bedenin köleleridir ve sadece verilen emre değil, bu emrin gereği kendi bedenlerine de olmazı yaşatırlar!.Ruhlarını bedenlerine hapis ederek kirli bir cehennem yaratırlar!.Tüm ahlaki kavramlar için bedenleri bir deneme tahtasıdır!.Gizlilik ve ayıbı en çokta o beden üzerinde yaşarlar!.

Bu bir nevi dayatmadır!.İşte edilgen ruhlar o bedene hapsolmayı bir kabulleniş olarak görür, oradan çıkmayı günah addederler!.

       Oysa sıra dışılık öyle değildir!.Her türlü biati ret eder ve bedenlerini değil, ruhlarını dinlerler!.

İşte dünyayı bu sıra dışılar değiştirmiştir!.Sıradanlar, sadece tüketip kirletmişlerdir!.Çünkü onların toplum diye bir kaygıları yoktur, midelerine gönderdiklerini kar sayan bir et yığınından öte birşey değiller!.

Ama maalesef sokaklar alabildiğine sıradanlarla dolup taşmış durumda!.Bu kadar büyük bir kalabalıkta sıra dışı akılları görmek, en zahmetli iş!.

Umarım karşılaşırsınız!.

*********************

MÜBAREK ZUHUR ETTİ

 

"Ben ateist değil,Müslüman’ım, Cumaları da kaçırmamaya çalışıyorum!."

Ben değil, Doğu Perinçek bunları söyledi!.

      Bu mübareğin Müslümanlığına bir diyeceğimiz yok!.Olabilir, bugüne kadar döne döne her kapıya tokmak vurdu, son durakta cami duvarına toslaması normal!.Yalnız anlamadığım , şu kaçırmamaya çalıştığı Cuma meselesi!.

       Yıllardır ben de kaçırmamaya çalışıyorum ama, nedense hiç bir zaman yan yana, ya da kafa kafaya gelmedik!.Anlaşılan bu mübarek zat namaz kılarken görünmezlere bürünüyor, tıpkı melekler gibi, omuzlarımızda geziyorlar ama biz göremiyoruz!.

Adnan Oktar hazretleri "Mehdi zuhur etti, geldi gelecek" diyordu!.

Şimdi iyiden iyiye ürperdim!.Acaba beklenen Mehdi Doğu hazretleri mi?.

      Eğer öyleyse vallahi yandım!.Kendisine bir sürü laf saymışlığım vardı!.Ya birden yamulursam iyi mi?.

En iyisi zatı muhtereme ulaşıp el pençe af dilemek!.

      Adam baktı ki, Sadece Milliyetçilikle olmuyor, yanına birde Mukaddesatçılığı ekledi!.Şimdi diğerleri düşünsün!.

Yakında kendi adına birde Cami yaptırması kuvvetle muhtemeldir!.

        Belki siz fark etmediniz ama, son bir yıldır mübareğin yüzü nurlanmıştı!.Öyle yaldır, yaldır yanıyordu!.

Şimdi yarın çıkar "Rahmetli Mao'da beş vakit namazını kaçırmazdı" derse sakın şaşırmayın!.

Sonuçta o da dinin iyi bir getiri kapısı olduğunu anladı!.

Anladı ama!.

Yetmişinden sonra işe yarar mı, bilmem?

Onu da teneşire sormak lazım!.

Top