Yaşam Haber - Haberin Merkezi
BİR ŞEHİRLE TANIŞMAK
21-01-2017 16:06 870

BİR ŞEHİRLE TANIŞMAK

 

 

 

Memleket Ayrılığı

 

Benim memleketim

başkalarının uzak gurbetiydi

ve benim gurbet dediğim yer

onların memleketiydi

 

günbatımı diyarları

gözlerin karasında saklı hüzün mezarlığıdır

acıların kızıl merhemine sarılıdır

ne gözyaşı çözer,ne yumuşatır

gözyaşı ki çaresizliğin öteki adıdır.

 

otobüslerin karşı kaldırımı

ne tarafa düşer

ya gurbeti bitirir

ya gurbete vardırır

sabır ağır bir su gibi geçer

zaman tünelinde bir asır kalır

 

yol uzar gider

bezirgan miskinliği yükünde ağırlaşır

bunun adı memleket ayrılığıdır.

-------------------

 

Merhaba,

İlkyazıma bir şiirle başlamak istedim. Memleket ayrılığını hissetmediğim bir şehirde olduğumu bilmek güzel.

Malatya’da ocak ayını ilk kez yaşıyorum. Kış ortasında bile üşümüyorsam bu, insanların sıcağındandır. Bu gülümseyen umudun ülkesinde olmamın sebebidir. Burada hasreti bilmedim, çünkü Malatya bana gurbet olmadı.

Anladım ki, bir kenti bilmek o kentin gecesine gündüzüne tanık olmaktır. Yağmurunda ıslanmak, gri akşamlarını solumaktır. Yürümektir dar sokaklarında, caddelerinde soluk almak, meydanında ayak sürümektir. Gülümsemektir mesela ağaç dallarına konan kuşlarına, kış güneşinden ısı dilenmektir.

Ben dört ay önce geldiğimde Malatya denen şehre, aklımdaki kent, çağrışım kaysıydı. Altın kaysıları parlayan ağaç tarlaları önümüzden akardı veya ben öyle düşlerdim. Gerçek ile düşü kim ayırmış ki ben ayırayım. Ben de ayırmadım. Kaysı yaprakları sarının türlü renklerine büründüğünde, kiraz ağaçları meyvelerini çoktan kaybettiğinde Yeşilyurt’u tanıdım, Gündüz bey’de tepeden baktım. Mora kesen dağların dinginliğindebir kırlangıç kanadı istedim. Uçmalı dedim, o hüznün üzerinden alabildiğine özgür ve cesur. Eğer yaşamak buysa yaşamalı öyleyse. Oturmalı mesela şehir parkında bir sıraya. Öylece izlemeli insanların koşan telaşını. Çocukları, kadınları, gençleri, üşümüş kedilerini, dallardaki kuru yaprakları, Köşe bucakta kalmış biraz kar kırıntısı gözümüze çarpmalı. Sabah pusuna teslim Malatya ocak ayında sanırım böyle olmalı.

Bildim ki, burada bin insanı yoktu ama yaşayan bir şehir vardı. Yürekli insanların ülkesi olacak kadar mertti Malatya.  Renkleri, inançları, insan yapısı ne olursa olsun birlikte yaşamaya kararlı insanların örnek yaşam biçimi takdire değerdir.  Bu yaşamı birlikteliğe dönüştürerek paylaşmaktır. Aynı toprağa dokunmak, yasta, tasada ve sevinçte ortak değerleri farketmektir. Bunu fark ettiği için alkışlarım Malatya’yı. Sevgiyi çoğaltan, gülümseten dayanışması hep var olsun.

Fatma ÇAĞLAYAN

Top