GÖRÜNEN KÖY

Bir genel merkezleri var ama, takan kim?.

        Adayları kendi başlarına çıkmış açıklama yapıyor!.Parti Genel Başkanı bu konuda sus, pus!.

İnsan neler oluyor, diye kendine sormadan edemiyor!.

         Bu adaylar kiminle görüşüp, kiminle görüşmeyecekleri talimatları almışa benziyorlar ve HDP sözcüğünü ağıza almamaya yeminliler!. “Herkesle görüşürüz ama, HDP ile asla diyenlerin seçim kazanacağını mı zan ediyorsunuz?.

      Bence de görüşmesinler..Gerekte yok..Her kapıda yüz geri edilen bir HDP nin umarım bunlara cevabı olur!.

Çünkü bunların kaybetmek gibi bir hastalıkları var!.

        Kaybedince de başlarlar “ Yok, oy çaldılar; zaten Kürtler bunlara oy verdi” gibi ipe sapa gelmezliklerle suçluluk gömleğini başkalarına giydirip kaçarlar!.

Bakın şu an İstanbul’dayım ve gördüğüm manzara İmamoğlu’nun kaybedeceğidir!.

       Çünkü tepkiler akıllıca ve artık insanlar kendilerini öteleyenlere o kadar da mecbur olmadıklarının bilincinde!.

“Görüşmeyiz” diyorlar!.

Bence de görüşmeyin!.

Ama biz görüşeceğiz!..

Bu ülke halkı olarak sizinle güzel bir görüşmemiz olacak..

Nerede mi?

Sandıkta!..

Şunun şurasında Mart’a ne kaldı?.

********************

GÖRÜŞMEYECEKMİŞ

       Hani Kemal Bey partisinden birilerini bulamayınca, sağın ortasından ve ucundan adaylarla meydana çıktı ya!.

Şimdi bu adaylar çıkıp konuşmaya başladı!.

        Bunlardan biri de bulunmaz Hint kumaşı Mansur Yavaştır!.Bir ara CHP rozeti takmış ve akabinde şeytandan kaçar gibi taktığı rozeti atıp kaçmıştı!.Görmedik ama, mutlaka bir derin ah, çekmiştir!.

Şimdi aday yaptılar ya, seçimden sonra ister kazansın, ister kazanmasın yine o rozeti atıp, aslına dönecektir kimsenin bunda şüphesi olmasın!.

Tabi beyefendi aday ya!..

Soruyorlar “HDP ile görüşecek misin?” diye!.

       Bu aralar dünyanın en zor ve en tehlikeli sorusuyla yüzü buruşuyor ve yüksek ses tonuyla “ asla” diyor!.

Bence de görüşme!.

       Seçilmek gibi bir durumun olursa çık de ki “ Ben herkesin Belediye Başkanıyım ama, HDP’ liler hariç.”İşte o zaman Milli kahraman bile ilan edilirsin!.

Şimdi sen, içindekini söyledin!.

Umarım HDP’ de sana sandıkta öyle bir cevap verir ki, artık son görüşmen Kemal Bey’le olur!.

Değer mi?

Değer bence!.

Seçim kaybetmek HDP ile görüşmemekten daha iyidir!.

         E, ne yapalım? Siz öyle olsun istiyorsunuz, HDP’ de size mutlaka yardımcı olmalıdır ve Büyük şehirleri HDP’ siz nasıl kaybedeceğinizi size mutlaka göstermelidir!.

Bunun böyle olacağını da size şimdiden söyleyeyim!.

      Politika üretmediğiniz gibi, AKP sizin için de politika üretiyor ve size bu politikalardan çıkacak sonuç kaybetmektir!.

O tehlikeli soruyu İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’na da sordular!.

       Sanki ahret sorusuymuş gibi yüzü şekilden şekle girdi ve eveleyip, geveledi; ne söylediğini ben de anlamadım ama, hak vermedim değil!.

Bu tür sorular öyledir, insanı şekilden şekle sokar!.

Bu aralar en tehlikeli sorudur HDP!.

Umarım HDP yönetimi taşa tutulmaya iyi bir cevap olur ve kim kazanırsa kazansın, kendisi için pekte önemli olmadığını anlar, anlatır!.

Böyle olursa ne mi olur?.

İnanın çok güzel şeyler olur!.

*****************

Fıttırmak üzereyiz

Muhabir sokakta soruyor!.

-Bir çeşme bir havuzu bir saatte dolduruyorsa, aynı hızdaki iki çeşme kaç saatte dolduru?.

Beş tane üniversite öğrencisi, bir de ilkokul son sınıf öğrencisi yanıt veriyor!.

-İki saatte!..

Buyurun burdan yakın!.

Daha önceleri Türkiye’nin kaç coğrafi bölgeye ayrıldığını soran muhabire “ Kardeşim nereden bileyim, sanki ben coğrafya öğrencisiyim, mühendislik okuyorum.”

Daha çok örnek var, yazmayayım!.

Bir eğitimci olarak bu durum karşısında yüzüm kızarıyor!.

Şimdi birileri çıkıp “Öğretseydiniz” diyecek!.

Evet, bizim öğrettiğimiz çocuklar havuz problemlerini takır takır yapardı, üstelik ilkokulda!.

Hangi ilimizin hangi bölgede olduğunu ezbere bilirlerdi!.

Sonra ne mi oldu?.

Müfredatla oynandı!.

İmam hatip diyerek, diğer okulların canına okundu!.

Üstelik şimdi bilgiye çok çabuk erişiliyorken, bilgi fukarası bir nesille yüz yüze bırakıldık!.

Her şeyin sahtesi almış başını gidiyor!.

Dünya bilimle övünürken, biz hızla yapımını tamamlamaya çalıştığımız cezaevleri ile övünüyoruz!.

Hani merak ediyorum tımarhane sayımız ne durumda diye?.

Çünkü toplu fıttırmak gibi bir riskle karşı karşıyayız haberiniz olsun!.