Yaşam Haber - Haberin Merkezi
HÜSEYİN ADINA ZEYNEP AŞKINA ...
20-08-2020 15:41 16991

HÜSEYİN ADINA ZEYNEP AŞKINA ...

 

        Hüseyni direniş Zeynep’i duruşun adıdır Kerbela..İslam tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan Kerbela, mazlumun zalime, adaletin zulüme,  masumun cellata boyun etmediği tarihî bir kesittir. 

        Birçok kez benzer zulümlere uğramış Anadolu Aleviliği açısından Hüseyin’in direnişi bütün mazlumlara ışık olmaya devam etmektedir. Muaviye’nin oğlu Yezit kendi saltanatını ilan etmek halifeliği bir saltanata dönüştürmek için Hz. Hüseyin’den de kendisine biat etmesini istemiştir.

         Şam’da Halifeliğini ilan etmiş saltanatını kurmuştur. Hz. Ali taraftarı olan Küfe halkı Hüseyin’e verdiği ikrardan geri dönmüştür.

        Hz. Hüseyin kendine sunulan tüm teklifleri reddederek 72 kişilik Ehlibeyt ailesi ile Yezidi’n ordusu tarafından Kerbela çölünde susuz bırakılarak katledilmiştir. Hz. Hüseyin ile beraber bebekler,  çocuklar susuz bırakılarak Kerbela çölünde katledilmiştir. Hz. Hüseyin canı pahasına da olsa yolundan dönmemiş, zalime yezit zihniyetine teslim olmamıştır.

        Kerbela direnişini Hz. Hüseyin boyun eğmeyerek, teslim olmayarak tarihin sayfalarına yazdırmıştır.  Kerbela’nın en önemli simgelerinden biri ise Hz. Zeynep’tir. Hz. Hüseyin’in kız kardeşi olan

       Zeynep Ana Kerbela şehitlerinin cenazelerini toplamış;  Yezit' in zulmünü, katliamını geçtiği bütün yollarda dile getirmiştir. Bu yüzden Zeynep Ana Kerbela’nın direnişçisidir. Hz. Zeynep olmasaydı, Kerbela katliamı belki tarihin karanlık sayfalarına gömülecekti. Zeynep Ana Yezid’in ordusunda bir esir iken yapılan katliamı haykırmaktan halka, bunun bir zulüm olduğunu anlatmaktan vazgeçmemiştir.

        Bizzat Yezit’ in yüzüne bir katil ve katliamcı olduğunu haykırmıştır. Kerbela katliamını anlatırken Hüseyin’i direnişi yanında Zeynep’i duruşu da unutmamamız gerekir.

         Zulmün karşısında olan herkes nerede bir Kerbela varsa nerede bir zulüm varsa Hüseyin ve Zeynep olmaz simgesini taşımıştır .  Doğanın vazgeçilmez yasalarından biri olan her döngünün bir zıtlık barındırdığı ilkesi Kerbela direnişinde kendini var etmeye devam etmektedir Aleviler Muharrem ayını bir yas -ı matem olarak görüp aslında ezilen, adaletsizliğe uğrayan zulme uğrayan tüm insanlık adına bir simge olarak yaşatmaktadırlar.

          Muharrem orucu diğer oruçlardan farklı olarak sadece yememe, içmeme fiziksel olarak aç kalma anlamında değildir. Muharrem orucu “ben zalimin karşısında mazlumun yanındayım, ben yezitsel tüm zihniyetlerin Lanetlecisiyim” şeklinde bir mesaj vermektir.

        Oruç tutarken yerine getirilen ritüeller başlı başına birer protestosudur. Sen can kıyıyorsan sen kan akıtıyorsan sen insan öldürüp eğlence yapıp kutlama yapıyorsan ben bunların hepsini reddediyorum. “Sen beni susuz bırakarak katlet ediyorsan”. Ben “saf su içmiyorum”.

         Sen :“benim başımı keserek beni katlediyorsan ben: “soğanın bile başını kesmiyorum.” Sen:” beşikteki bebeklere kıyıyorsan” ben: “canlı yumurtayı bile yemiyorum” mesajını vermektir. Bu yüzden Muharrem orucu bir orucun ötesinde bir ibadetin ötesinde zulüme verilen bir cevaptır.

       Eğlencesiz, gösterişsiz insanlık adına tutulan bir yastır.  İslam dünyasında Hz. Hüseyin’in katledildiği Muharrem’in onuncu gününde aşure yapılması Aslında Yezidi’n Hz. Hüseyin’in Şehit edilmesini kutlaması sonucu oluşan bir günün devamıdır.  Çünkü Aleviler aşurelerini Muharrem ayının 12 gününde kaynatırlar.

         Yine aşure kaynatmak bir olmanın, birlik olmanın, yan yana olmanın 72 millete bir nazarla bakmanın simgesidir. Aşure ateşini Kerbela’nın susuz çölünden, ikrarını Hüseyni duruştan, özünü zulüm gören tüm insanlardan alan bir insanlık lokmasıdır.

         Muharrem orucu Masum u paklar ve Fatma Ana orucunu da içerir . Masum -u Paklar katledilen en küçüğü 1 en büyüğü 7 yaşında olan 14 masum çocuğu temsil eder. Alevi Felsefesinde inancında çocuklar masumiyetin en büyük sembolüdür.

          Bu yüzden Masum-u Pak Orucu dünyadaki tüm Mazlum çocuklar için tutulur.  Yine Alevi inancının en önemli özgünlüğünden biri olan kadınlar için Fatma Ana ana orucu tutulur. Alevi İnanç sisteminde kadın erkek eşit bir yerde durur.

          Günümüzde maalesef bu eşitliği yaşandığı veya uygulandığı söylenemese de Fatma Ana için tutulan oruç ezilen katledilen, tacize, tecavüze uğrayan ve aynı zamanda direnen tüm kadınlarımız için tutulmaktadır.

          On iki gün tutulan Muharrem orucu ise dünyada zulüm gören haksızlığa, adaletsizliğe uğrayan insan ve insanlık adına tutulmaktadır. Sonuç olarak ibadet etmenin ötesinde tarihsel bir anlama sahip olan Muharrem ayı, Alevi toplumu ve tüm insanlık için öncü bir sembolü taşımaktadır.

         Bugün Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan her zulüm Kerbela; haksızlık, adaletsizlik eden her zalim Yezit,  boyun eğmeyen, direnen herkes birer Şah Hüseyin birer Zeynep Anadır.

          Zeynep Ana bizzat Yezid’in yüzüne” sen kardeşim Hüseyin’i katlettin ama tarih senden değil Hüseyin’den bahsedecektir.” diye hay kırmıştır.

Tarih sayfasına kazınmış tüm Hüseyin’i direnişleri ve Zeynep’i duruşları aşk ile selamlıyorum...

Top