Yaşam Haber - Haberin Merkezi
NE GÜNLERE KALDIK
06-10-2020 17:45 673

NE GÜNLERE KALDIK

 

 

 Adam çıkmış “ Nahçivan derhal Azerbaycan’a bağlanmalıdır” diyor!

Diyor, çünkü adamın dünya haritasından, coğrafyadan ve dahası uluslararası dengelerden haberi yok!

Çok iyi biliyorum ki “ dokuz ışık” dışında kitap okumamıştır ve önüne bir harita alıp bakmamıştır!

        Buna zamanı olmamıştır, çünkü ömrünü solcu kovalamakla geçirmiş ve son olarak da devlet büyüğü olarak partisinin başına getirilmiştir!

Zaten oraya gelmişseniz mesele tamamdır ve bu ülkede kim gelirse gelsin asıl iktidar sizsiniz!

           Nahçıvan bağlansın” deyince ben ilk anda kesinlikle yer altından bağlansın diye düşünmüştüm! Baktığınızda bunun dışında başka mümkün atı yok!

        Orayı cetvelle çizen emperyalistlerin Bahçeli kadar kafası çalışmadığını biliyoruz ve bundandır ki o sınırları çizerken Azerbaycan’a komşu yapmayı düşünmemişler!

Şimdi de düşünmeden Azerbaycan’la, Ermenistan’ı dövüştürüyorlar bakalım ne olacak?

İşte böyle zor günlerde bir akıl gerekiyor!

Nahçıvan’ı Azerbaycan’a bağlarsak mesele tamamdır ve kavga biter!

         Anlamadığım diğer bir durum, birden Azerilerle kardeş olduk ki, asıl onlarla birleşsek diyeceğim ama onun da olanağı yok ve bize komşu değiller!

Olsa, olsa gönülden bağlanırız ama nereye kadar?

Rahmetli Özal, buna benzer bir durumda “ onlar kardeşimiz falan değil, onlar şii ve onların kardeşi İran dır” demiştir!

Çünkü rahmetli Nakşibendî tarikatındandı ve onlar ırka değil, islam kardeşliğine inanırlar!

Aslında Reis de islam kardeşliğine inanır ama şimdilik sırası değil!

           O nedenle çıkıp Bahçeli’ye “ bu ne diyor” diyemiyor, çünkü orası şimdilik ortaklık sınırları ve dokunmamak lazım, muhtemelen kurmaylarına “ bırakın ne diyorsa desin” talimatı da vermiştir!

Dün akşam baktım yandaş yorumcular ellerinde çubukla bir türlü Nahçıvanı, Azerbaycan’la birleştirmiyorlar!

Baktılar olmuyor, sonra başladılar “ aslında Bahçeli şunu demek istedi de” falan!

          Hata biri hem saraya, hem Bahçeli’ye kati bağlılığını perçinlemek adına “ sayın Bahçeli asla boşa konuşmaz, mutlaka bir bildiği vardır” diyerek bir de göğsünü gerip derin nefes aldı!

Bakın!

Devletler asla kardeş olmaz! Bu devlet kavramına terstir!

Devletler çıkarlarına bakar, bunu iyi bilin!

Bilmiyorsanız Sokratesin “ devletini” okuyarak sosyolojik ve felsefi yanına yatmış toplumsal katmanlarını, Lenin’in “ Devletini” de okuyarak kirliliğini öğrenirsiniz!

Yok zahmet edip okumazsanız, Devlet Bahçeli’yi okuyun, orada da sizinle sınırı olmayan ülkelerle fiziki olarak nasıl bağlanacağınızı okursunuz!

Velhasıl okuyun!

Okumak iyidir!

***************

BU GÜN ÇOK MUTLUYUM

 

Şu dış güçler var ya!

Hani bizi istemeyen ve sürekli içimize nifak sokan güçler!

Meğerse onların içinde iyi olanları da varmış!

Bilmiyordum ve bu sabah öğrendim ve bu yaşa kadar zaman hep öğrenmekle geçti ve hala da öyleyim, kalın kafa işte!

         Almanya, İngiltere ve diğer kimi şer ittifakı ülkeler “ Türkiye’deki Covit-19 vakaları gerçekçi değil” diyerek bize seyahat ve benzeri kısıtlamalar getirmişken, Dünya sağlık Örgütü “ bizim bu konudaki mücadelemizi takdire şayan bulmuş!”

        Vallahi bu sabah bir televizyon kanalı böyle söyledi ve bir diğeri yatırımcıların tercihi “ Türkiye” dedi!

Şimdi bunları duyunca gel de uluslar arası para kuruluşlarına kızma!

       O kadar yalan ve iftira yayarak ülkemizin notunu ha bire düşüren bu şer kuruluşlara haddini bildirmek lazım!

           Gerçi Reis, defalarca “ siz kimsiniz” dedi ama demek ki akıllanmamışlar, gazaba hazır olsunlar!

Dünyanın neresinde bir günde üç yüz fabrika açılmış, söylesinler bakalım?

         Gazeteci, yazar, siyasetçi ne varsa hepsini içeri tıkmışız ama “ dünyaya demokrasi dersi veriyoruz” bunu da Reis söyledi değil, her saat başı söylüyor!

Şimdilik son denemeleri yapıyorlar!

          Eğer anketlerde kazanma şansları varsa seçime gidecekler ve bu gidiş için de sırada HDP yi kapatmak var!

Gerçi parti olarak çoktan kapatıldı ama bir tek Mithat hoca inanmıyor!

Yok, eğer tüm bu demokratik arayışlara rağmen kazanmamak gibi bir durum hasıl olursaa..!!!

Geçmiş olsun, seçimi unutun!

          Yani çıkıp “ kardeşim ne seçimi, oturun oturduğunuz yerde, seçim isteyenler vatan hainidir ve bunlar dış güçlerle irtibatlıdır” derse, sahi ne yaparsınız?

         İşte o zaman bekli yeni bir rejim, yeni bir ülke kurulduğunu fark edersiniz ve bu “ zındıktır” diyerek koşar ilk benim evimi taşlarsınız!

Artık öyle koşun şu tezkereye imza atın” diye özellikle Bay Kemal’e de yalvarmazlar!

           İhtimalen Bay Kemal, gider Dersim de iki rekat “ fetih namazı “ kılar ve daha önce söylediği “ Ben, Mevlana Mahmut Seyrani Hazretlerinin torunuyum” sözünün çok yanlış anlaşıldığını ve Yavuz Sultan Selim’in torunu olduğunu söyler!

Söylemez mi, diyorsunuz?

         Geniş günde Kürtlüğünü ve Aleviliğini söylemeye cesaret edemeyen bir adamın, zor günde bunu söylemesi daha rahattır ve şaşılacak bir durum değildir!

***************

GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE

 

          Öyle bir hale geldik ki, her gün kalkıp “ acaba bugün kendimize nasıl zarar veririz” diye elden geleni yapıyoruz ve kendimize zarar verdikçe de mutluluk naraları atıyoruz!

          Döviz çıldırmış ve her kıpırdayışta elimize vurup, avucumuzda ne var, ne yok döküyor ama biz çıkıp “ ekonomimiz dimdik ayakta ve bilmem hangi çeyrekte ne kadar büyüdük” diyerek gülücükler dağıtıyoruz!

           Gülüyoruz, çünkü bünyeyi zarara alıştırmışız ve ancak bu millet zarar ettikçe güler, çünkü “ söz konusu vatandır!”

Vatan, dedim de!

            Yahu yaş kemalden, ağarmış cemale döndü ve ben hep birileri bu ülkeye saldıracak diye ha bire balta biledim ama yok!

Çünkü çocukluğumuzdan beri hep öyle söylediler!

Tüm dünya düşmanımızdı ve hepsinin gözü topraklarımızdaydı!

          Allah var, birileri saldırsın diye de çok çabamız oluyor ama nedense elin gâvuru buna cesaret edemiyor!

Edemiyor, etseler bir tükürüklük canları var ve balgamda boğulurlar!

          Sonra bakıyoruz olmuyor ve kanında savaş ırmakları akan bizler, gidip bizimle alakası olmayanlara topraklarında iğne dürtüyoruz!

         Adamlar çıkıyor “ yahu kardeşim, git seninle sorunumuz yok, biz kendi derdimize düşmüşüz” diyor ama yok!

Zaten bunlar hep böyle der ve asıl niyetleri bizi bölmektir, ulan biz yutar mıyız?”

Dışarıda her türlü belaya atlayarak tatmin olamayınca içeriye dönüyoruz!

En büyük sorun Kürtler!

           Adamlar feryat figan bağırıyor “ biz bu toprakların sahipleriyiz, siz verseniz bile biz kimseye vermeyiz, kimseden ayrılmak istemiyoruz, sadece demokratikleşin, yeter!”

Ama yok!

Berikilere göre bu “ terör dilidir” ve onların temsilcisi de HDP’ dir!

Sonra koşun çocuklar “ vatan elden gidiyor, şunları bir enseleyin!”

           Eh, burası yumuşak karın ve bu ülkede toplu iğne üretmek kadar bir çaban ve akıl sınırların yok sa, bunu örtecek iyi bir çaban var “ söz konusu vatansa...”

           İşte o “ söz konusu vatansa” anında bir araya gelebiliyor ve bir birlerine ettikleri küfürlerden imtina edip, sarmaş dolaş olabiliyorlar!

Hata o küfürleri kendi aralarında espri konusu bile yapabiliyorlar!

       Bu küfürleri işiten bizleri tepeden tırnağa ter basıyor ama annemin deyimiyle “ bu nalettulahlar” hiç ar etmiyor!

          Tabi bunlara ciddi bir önerim var ve derhal “ söz konusu vatan” ittifakı oluşturun, ilk seçimde yine iktidarsınız ve geriye sizinle olmayan kim varsa “ vatan hainidir” ve tutun sallandırın!

            Zaten “ idam” gibi bir hevesiniz yeniden depreşti ve bir dediği iki olmayan büyük düşünür Bahçeli’den de teklif geldiğine göre kim itiraz eder?

Etmezler!

           Dedim ya “ kendimize zarar vermek bize müthiş bir haz veriyor” ve günü en büyük zararla kapattığımız zaman ağzımız kulaklarımızda kahkaha atıyoruz!

            Şimdi anladınız mı sayın maliye bakanımız ekonomik verileri açıklarken neden gülüyor?

Eh, gülüyoruz işte, ağlanacak halimize!

Top