Yaşam Haber - Haberin Merkezi
ŞAMİL TAYAR VE ARINÇ
27-09-2019 15:40 342

ŞAMİL TAYAR VE ARINÇ

 

 

     Bu ikili ara sıra çıkar bize nağmeler okur ve biz “ ahan hükümetin canına okudular!”der el ovuştururuz ama!

       Bir yerlerden birileri bunlara bir tehdit savurur ve kabuğuna çekilmekle kalmazlar; bir de “ aslında yanlış anladınız” diyerek gözümüzün içine bakar çark ederler!

        Şamil Tayar “ FETÖ borsasında” bahsediyor ve iddialar o kadar ciddi ki hani başka ülkelerde olsa hükümet falan kalmaz!

Tabi biz bu tür işlere alışık olmadığımız için, bizim pekte umurunuzda olmaz!

Tayar, sonra dönüp diyor ki “ bu ülkedeki on yedi bin faili meçhule ne oldu?”

       Hiç bir şey olmadı! Yapanlar şimdi kirli ellerini saklamakla meşguller ve bundan sıyırmak için başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere devlet katının etrafını sarmış, nefes alamaz hale getirmişlerdir! Çünkü oraya sadece güvenlik politikaları dayatmakla meşguller!

Çünkü o faili meçhullerde bu güvenlikçi politikaların eseriydi!

Şimdi durup dururken gündeme bunları getirmenin ne gibi amacı olabilir sizce?

Bence bir iç hesaplaşmaya doğru gidiliyor!

      Çünkü FETÖ bahanesiyle esas sorumlular fink atarken, çaycı çorbacının ahı tuttu ve vicdan denilen görünmez artık rahatsız etmeye başladı!

     Bir de KHK garabetiyle işinden, ekmeğinden edilen ve evdeki çocuklara rızık götüremeyip,

Yumurta, simit satmaya çalışanların ahı!

Kısacası şu an kapıda kovduğunuz demokrasiye yeniden dönün!

Olsun!

O gelirse hesap sorar ama korkmayın!

En azından adil olur!

Şu an sizin yaptığınız gibi, asla ve asla adaletsizlik yapmaz!

*************

DEPREMLER

Van depremini yaşamış ve o nedenle de çok sevdiğim o şehirde ayrılmak zorunda kalmış biriyim!

Maalesef tanıdığım çok insanı o depremde kaybettim.

Can kayıplarının en büyük nedeni bozuk binalar ve çarpık, denetimsiz yapılaşmaydı!

Bu önceden biliniyordu ve hiç bir yetkili bunun tedbirini alma gereğini duymamıştı!

Depremden sonra üç beş kişiyi alıp yargıladılar!

Çünkü bunların binaları yıkılmış ve içindeki insanlar ölmüştü!

Peki ya buna göz yumanlar?

İşte asıl suçlular onlardı! Ama nedense kimse onlara dokunmadı ve onlar hala aramızda dolaşıyor!

Sonrasında sanki ders mi alındı?

Yapılan yeni binalar yine çok katlı, yine çarpık ve yine aynı ağız “ Allah’ın dediği olur!”

       Şu an Malatya da yaşıyorum! Malatya, birinci ve ikinci derecelerde deprem kuşağında ve özellikle şehrin ana merkezi altı sulak ve batak olan tarımsal alana kurulmuş! Binalar çok katlı, eski ve yorgun! Olası bir depremde olacakları düşünmek bile istemiyorum!

     Deprem sigortası fonları öldükten sonraki maddi tedbirlerdir! Hiç bir ölenin paraya ihtiyacı yoktur!

Siz bize ölmeden önceki tedbirleri söyleyin lütfen!

Öyle “ Allah’ın dediği olur” gibi ucuz sığınmalarla Allah’ı kandırmaya kalkmayın!Bir an önce tedbir alın!

Yoksa iş işten geçtikten sonra ne sizin, ne de bu yazının hiç bir anlamı kalmaz!

Gelelim İstanbul’a!

      Tamamen varoş kültürüne teslim edilen ve çok katlı binalarla çirkinleştirilen büyük kentte, bu son depremle gördük ki gerçekten işimiz Allah’a kalmış!

E, o da diyor ki “ Ey kulum, tedbirini al, yoksa seni ben bile kurtaramam!”

Düşünebiliyor musunuz, deprem anında yeteri toplanma akanı yok! Önceden belirlenenlerin hepsi imar yolu ile kapatılmış!

Yuh artık!

Yani bu kadar mı?

Siz nasıl doymaz canavarlarsınız?

Bu kent ülkeyi besleyen can damarı! Çökmesi halinde ne olur biliyor musunuz?

Ben söyleyeyim; Türkiye diye bir şey kalmaz!

Attığın o “vatan millet” palavralarının anlamı hiç kalmaz!

Bilim insanları bu tehlikeyi bas bas bağırarak söylüyor!

Ama sen “ Allah’ın dediği olur!” diyorsun!

Evet, Allah’ın dediği olsun da!

Hani suçu olmayan garibanların değil, suçlu olanların canını alsa ya!

İşte o zaman hepimiz ilahi adalete boyun eğeriz!

Hem de seve, seve..

*******************

DAHA NELER

 

      Oldum olası sigara içmiyorum! Kimi zaman tek tük otlandığım olmuştur ancak artık öyle bir olanağımda kalmadı! Çünkü bir paket sigara bir gömlek fiyatını aşalı çok oldu!

Kapalı alanda sigara içmeye getirilen engel müthişti ve bu kararı alkışlamıştım!

Ancak!

Adı üstünde “ Özel!”

Yani özel arabanız da sigara içmeye ceza uygulamak varsa bir hukuk, ilk kapıda döner!

        Tüm bunları ceza ile hizaya getirip keseyi doldurmak, can çekişen ekonomiye çöle hortumla su taşımak gibidir ki hiç faydası olmaz!

Elinde yetki var ve yapınca “ dur” diyen yok zaten!

Tütün ekimini kökten yasaklar ve sigara satışlarını da yasaklarsın olur biter!

Bak rakı fiyatları ev kirası ile yarışıyor!

Vatandaş ne yapıyor?

Kaçak üretim!

Eh!

Ölecekse ölsün!

Rakı haram değil miydi ve içerek ölen “ Murt”

gitmiyor muydu?

Evet!

O zaman sıkıntı yok!

Öldünler!

Memlekette zaten yeterince sarhoş var!

Kalanlarla yola devam

*************

SOYGUN VE KİMSESİZ VATANDAŞ

      Obüsle yolculuk yapıyorsunuz ve konaklama tesislerinde bir çorba içmeye kalksanız on bel tl! Es kaza kebap diğerleri bilmem ne kadar kazık!

Bunlar garanti müşterili yerler ve yaptıkları yemeklerin ne olduğunu yiyenler bilir!

       Geçmişte iki kez yediğimden dolayı karın ağrısı ve şiddetli ishalden dolayı neredeyse beni araçtan atacaklardı ve kendime söz verdim hiç bir yolculukta buralarda yemek yemeyeceğim diye!

Şimdi gelelim diğer soygun ağılarına!

          Dün gece Malatya’dan vana iki kilo peynir göndereceğiz; bilindik ve her zaman tercih ettiğim firmanın muavini otuz lira para istedi! Üstelik “ işine gelirse” dedi!

        Orada yolcu bir kadına rica ettik, birden aynı muavin “ alırsan senden de otuz lira alırım” dedi!

Neyse tesadüf firma yetkilisi tanıdık çıkınca on liraya hal ettik!

        Biraz önce İzmir oto garına indim valiz ve iki kolim vardı. Küçük el arabası ile bir genç yanaştı ve şakasız on beş metre yanda beni bekleyen araca götürdü! Biri elinde yukarıdaki fişi keserek on lira aldı ve gitti! Baktım çocuk eşyaları indirdi ve bekliyor!” Abi ben bahşişle çalışıyorum!”

Buyur!

Beş lira da ona!

Meğer bu mafya tipi soygunun başında “ Martaş” diye bir firma var!

Kim vermiş olabilir?

İzmir Belediyesi!

Ey sosyal demokrat Tunç Soyer!

Hara devrimci Tunç Soyer!

Senin bundan haberin var mı?

Garip garibanı yol boyu soymakta neyin nesi?

Bu yazı eline geçmez biliyorum!

Ama gelip zatı Ali’nizi ziyaret edeceğim ve size birinci ağızdan ileteceğim!

Sonrasını burada yazarım!

Top