Yaşam Haber - Haberin Merkezi
TEŞHİSİ DOĞRU KOYMADIKÇA
05-01-2020 15:37 334

TEŞHİSİ DOĞRU KOYMADIKÇA

 

       Mollalar Şah rejimini yıkmak için son derece sinsi bir plan yapmışlardı. Ülkedeki tüm muhalif grupları kullanmayı çok iyi bilmişlerdi ve bunların başında devrimci güçlerde geliyordu!
        Sonrası malum; Humeyni, iktidarı ele geçirince adeta bir seri katile döndü! Başta kendisine yardımcı olan ne kadar güç ve kişi varsa ya idama, ya da cezaevine gönderdi!
       Kimse durduramıyordu ve her gün karanlığın ağlarını biraz daha sık örerek yoluna devam ediyordu!
Zamanla bununla da yetinmediler ve çevre ülkeleri karıştırmak için bir role soyundular!
İstihbarat örgütünü sadece bu işe ayarladılar.
           Kısacası diğer İslam ülkelerinin iç işlerine burun sokmaktan geri adım atmadılar ve bu rejimin en büyük etkileri ülkemize de yansımıştı! Bunu örnek kabul eden FETÖ ve diğer dinci yapılar, daha çok cesaretlenerek işlerini hızlandırmak adına ellerinden geleni ardlarına koymamışlardı!
       Saddam’ın İran’a savaş açması bir Amerikan projesiydi ve bu savaş sekiz yıl sürdü ama kazananı yoktu! Net kaybedeni vardı ve bu da iki ülkeydi!
Epey zayıflamışlardı; çünkü Amerika böyle istemişti!
      Sonra, Saddam akılsızlığının bedelini ve özellikle Halep çe de Kürt’lere yaptığı zulmün ahını çekerek son nefesini idam sehpasında ipin ucunda aldı!
        Irak dize getirilmişti ve artık İsrail rahat nefes alabilirdi ama yeterli değildi! Asıl tehlike İran’dı!
Savaş ve akıl yorgunu İran’ı bertaraf etmenin ikinci yolu ekonomik ambargoydu! Bunu da Amerika’ya yaptırmak zor değildi!
         Amerika, sudan sebeplerle İran’ı ekonomik ambargoya aldı ve sonuç olarak şimdi geçim derdine düşen bir İran manzarasıyla karşı karşıyayız!
       Buna karşın başka ülkelerin iç işlerine karışma geleneğini sürdürmekten geri adım atmayan İran, karanlık işleri yönetsin diye kurduğu teşkilatın başına Kasım Süleymaniye getirdi!
         Özellikle Kürt’lere karşı acımasızlığı ile bilinen bu adam, İran’ın desteklediği radikal dini yapıların da başındaydı!
Neticede Amerika bu adamı havaya uçurdu!
Sanki bu adam öldürülünce her şey bitti!
Hemen yerine aynı zihniyetin kopyası atandı!
Kısacası kişileri öldürmekle zihniyeti bitirmiyorsunuz! Orada bir rejim duruyor ve o rejim durduğu sürece de Kasım Süleyman iler bitmez!
Yaraya doğru teşhisi koymak lazım!
Gerisi sadece yarayı azdırır ve bizi asıl meseleden alıkoyar!

*********************

HİÇ BİR ŞEY YAPAMAZSIN

 

       Ortadoğu ve İslam ülkeleri Amerika’nın antrenman alanlarıdır! Çünkü hepsi bir şekilde onlara göbekten bağlı ve onların çorbasıyla yaşam bulmuşlardır!

       Az buçuk mızıkçılık yapan İran’a, dün onların Özel Kuvvetler Komutanı Süleymani’yi havadan füze ile vurarak gereken mesajı verdi!

Bunun açılımını İran iyi biliyor ve vereceği hiç bir karşılık da yoktur!

Buna ne güçleri, ne de teknolojileri var!

Peki, ne yapacaklar?

        Her Ortadoğulu gibi sadece bağırıp çağıracaklardır, Cuma hutbelerinin ardından da Tahran sokaklarında Amerikan bayrağı yakıp, Trump’un portrelerine tokat atıp duracaklardır! Bu da Amerika’nın çok alışık olduğu ve tınmadığı bir durumdur!

        Saddam da benzerini yapmıştı! Adamı öyle pohpohladılar ki, herkes dünyayı zapt edeceğini sandı! Amerika lazer teknolojisi ile ona mesaj yollarken O, bizim değirmen oluklarına benzeyen bir boru ile poz verip, Amerika’yı ürkütmeye çalışıyordu! Adına da “ cehennem topu” demişti!

Sonrası malum, hepiniz bilirsiniz tekrara gerek yok!

        İki yüz milyonluk İslam âlemi İsrail üzerinden kendi cahillerini avutup dururlar ve her gün haritadan silerler!

         Oysa donlarını yıkadıkları deterjandan tutun da, salçalık domatesin tohumuna kadar hepsi İsrail’indir!

        Allah korusun bunlar bir gün haritadan İsrail’i silerlerse kıçlarında ki donu ne ile temizleyecekler diye hep merak etmişimdir!

      İşin ilginç yanı bu İslam ülkelerinin biri birine düşman olması ve yine biri birlerini boğazlamasınlar diye Amerika’nın araya girdiğidir! İşte o Amerika olmasaydı şimdi kellemiz Işid’in elinde sırıtıp duruyordu!

Ya Libya?

Kaddafi hazin bir sonla gitti!

Eski kanıkası ve sonraki düşmanı Hafter Amerika desteği ile ülkeyi ele geçirmek istiyor!

Hafter sürgün yıllarında CİA’ nın kucağındaydı ve şimdi bu diyeti ödemeye çalışıyor!

Kısacası...

Daha öncede yazmıştım, dünya yeni bir sürece girdi!

Savaş ve yok etme!

Zaman akıllı olma zamanı!

*****************

MÜLAKAT SINAVLARI

 

          Kafadan söylüyorum, adını “ yandaş kayırma sınavları” koyunda hepimiz rahat edelim! Hiç olmasa başvuru harcı ödemez, paramız cebimizde kalır.

        Kişi sınava giriyor ve derece yapıyor. Sen istediğin kadar derece yap, hiç bir karşılığı yoktur! Önemli olan gireceğin mülakattır ve mülakatların sana soru soruyormuş gibi yetkilendirilenlerin vicdanına havale edildiği bir zamandasın ve oradan avucunu yalayarak çıkacağın kesindir!

       Fetö’nün ilk zapt ettiği kale Milli Eğitimdi! Bir yakınım müfettişlik sınavın da yüksek puan almıştı ve sanırım derece de yapmıştı!

        Bir de mülakata girecekti! Girdi. Çıkarken “ nasıl geçti” diye sormuştum. Bizim ki burnundan kıl aldırmıyordu “ Abi derece yapmışım, bana sadece hayırlı olsun dediler ve soru dahi sormadılar.”

Güldüm!

“ Sen kaybettin” dedim! Söylediğimi şaka sandı!

Sonuç mu?

Haklı çıkan bendim!

       Bu ülke özellikle Turgut Özal’dan sonra şirazesinden çıktı! Rüşvet, adam kayırma, mafya, çalsın zurnalar, vursun davullar onun eseriydi!

                    Rahmetli, ekonomist Keynes’in yılmaz savunucusuydu! Bu zihniyette tek yol paradır ve nereden nasıl gelmişse önemi yoktur!

Zaten rahmetli “ benim memurum işini bilir” diyerek bunu teyit etmişti!

        “Teşvik” adı altında garibanları sömürmüş, yandaşlarına korkunç paraları peşkeş çekmişti ve o parayı alanlar beş yıldızlı otellerde keyf çatarken, ayıp olmasın diye de yurdun dört bir yanına beton temeller atarak öylece bırakmışlardı ve o enkazlar hala yol boylarında durur!

       Mesela Kürt’ler rahmetliye bayılır! Oysa o, koruculuk sistemini getirendir ve mevcut sorunu en çok rahmetli büyütmüştür! Aslında iyi bir yayılmacıydı ama o zamanki Ordu kendilerini dinlemiyordu! Irak meselesinde “ bir koyup, üç alacaktı” bunu yapamayınca çok hayıflanmış ve çareyi peş peşe zamlar da bularak, “ bak işte oradaki bedava petrole konmazsak olacağı budur” demek istemişti de biz anlamamıştık!

        Eh, rahmetli Nakşibendî tarikatındandı! Onun döneminde Nur cemaati ve ikizi FETÖ zirve yaptı!

Sonra gelenler, bunu kesintisiz ve daha da sulayarak büyüttüler!

Şimdi kafamda daha çok acaba var! FETÖ aleyhine yazan ve onlara karşı duruş gösterenler birden soluğu hakim karşısında alıyor!!

Acaba?

Neler oluyor ve bizi hangi felaket bekliyor?

       Görünen o ki daha uzun yıllar sancılarımızla baş başa kalacağız ve bu işin temeli şu mülakat denilen hukuksuzluğu ortadan kaldırmaktır!

Kimilerine basit gelir!

Ama hayır!

Bu ülkenin kafası çalışanları bu mülakatlarda öğütülüyor haberiniz olsun!

Kayrılarak içimize atılanların içimizi çürüttüklerini bilesiniz istedim!

Top