Yaşam Haber - Haberin Merkezi
DERS - 4  SAKARYA CADDESİ  SINIFLARIN YAŞAM BİÇİMİ
09-12-2017 14:23 627

DERS - 4 SAKARYA CADDESİ SINIFLARIN YAŞAM BİÇİMİ

 

 

Sakarya Caddesi, bizim gençliğimizde bugünkü kadar kirli, bugünkü kadar batak değildi.

Trafiğe açıktı.

Ali Nazmi Pasajı'nın karşısındaki (halen yıkılmamış )apartmanın 3. katında Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nun (TMTF) genel merkezi vardı. Sencer Güneşsoy Genel Başkan, ben de Genel sekreter idim.

O merkezde çok önemli kararlar aldığımızı, Antiemperyalist çok eylemler planladığımızı anımsıyorum.

Harun Karadeniz ile o merkezde tanıştığımı. Çok iyi yoldaş olduğumuzu yazmalıyım.

İyi kötü anılarımın olduğu Sakarya Caddesine dört yıldan beri girmiyorum.

Çünkü oradan beslenenlerden bir kaçı bacağımı ısırıyor.

Dünyanın yuvarlak olduğunu ve güneşin çevresinde döndüğünü kanıtlayan Galileo Galilei ödüllendirilmedi. Öldürüldü.

"Enel Hak" diyen Hallacı Mansur asıldı.

14. yüz yılın önemli Hurufi Şairi gerçekçi Seyit Nesimi derisi yüzülerek infaz edildi.

"Kim dönerse dönsün. Ben dönmezim yolumdan" diyen Pir Sultan, yetiştirmesi dönek Hızır Paşa tarafından idam edildi. Dostlarına taşlatıldı.

Bunlar gerçekçi olmanın cilveleri, bedelleri

Gerçek söylenir ya da yazılırsa, zamana ve yere göre; Asarlar, yüzerler, keserler, içeri atarlar, ısırırlar.

İçinde bulunduğumuz toplumda yaşayanlar;

Düşünceleri,

Toplumdaki durumları, Çalışma yaşamındaki yerleri ve Çıkarları bakımında farklı küme ve sınıflara ayrılırlar.

Küçük bir azınlık, büyük bir çoğunluğu çalıştırıyor. Onun çalışmasının meyvelerini topluyor. Sömürüyor. Bir de baskı ve minnet altında tutuyor.

Toplum, Çalışanlar ve Çalıştıranlar. Sömüren ve Sömürülenler diye bölüklere ayrılmış durumda.

Her iki bölümün; Yaşam biçimleri yani yemeleri içmeleri, giyinmeleri, barındıkları yerleri, doktorları, ilaçları, hastanelerden yararlanma olanakları, eğitim, eğlence imkanları farklı farklıdır.

Düşünce biçimleri, görüşleri, inançları, dünyaya bakışları ayrıdır.

Çalışma biçimleri, iş yaşamındaki yerleri, roller birbirinden farklıdır.

Toplumun zenginliklerinden aldıkları pay da farklıdır.

Sonuç olarak, bu toplumda yaşayanların çıkarları farklıdır.

İşte yaşamın her alanında yaşayan bu sınıflara;

EMEKÇİ

ve

BRJUVA diyoruz.

Bir de arada olan "türedi" bir gurup var. Döneklerden,  hainlerden oluşan. Ona da "Küçük burjuva" deniliyor.

İşsiz bırakılarak, sınıf dışı bırakılan emekçilerin "serseri" kümesine de "LÜMPEN PROLETERYA" denilir.

Burjuva sınıfı bunları gerçek emekçilere karşı kullanır.

Burjuva toplumunda bunlara , "Ayak takımı " derler.

Sınıf bilinci olmayan, Devrim'e katılmak için bir neden bulamayan "Lümpen Proleterya", yaşamını sürdürebilmek için genellikle, burjuva ve "Soylu Sınıf"a bağlıdırlar.

Yaşamları gereği, gericiliğe, satılmaya, maşalığa hazırdırlar.

Dilerim aramızda "Lümpen Proleter" yoktur.

Yoğun işlerim var.

Olup olmadığına 11 Aralıkta bakacağım.

***************

 

"DOLAR DUASI" YOK MU?

 

ABD Doları füze gibi yükseliyor.

Cumhurbaşkanı'nın çağrısı üzerine

Kimi Esnaf ve sanatkarlar " yastık altı doları bozdurmak için kampanya" açtılar.

AK Şampiyon kokoriçcisi 300 doları bozdurup makbuz getirene

kokoreç ayran verecekmiş.

Bir diğer esnafımız da kardeşçe yaşamak işin 250 dolar bozdurup

makbuz getirene bir ekmek bedava verecekmiş,

En büyük hizmet tıraş erbabından geldi.

Bir berber 250 doları bozdurup makbuz getirenden tıraş ücreti almayacak..

"Şengül Hamamı"nın bir çalışanı da 100 dolar bozdurup makbuz gösterenin "etek tıraşı"nı bedava yapacak. Bir de keseleyecekmiş.

Hiç kimse endişelenmesin.

"Göğsü iman dolu bu necip millet" varken sırtımız yere gelmez.

Aladağda 11 i çocuk, 12 kişi yanarak ölmüş,

"Çocuklara rahmet ailelerine sabır niyaz eyleriz"

Siirt'e, Zonguldak'ta işçiler göçük altında kalmış.

"Rahmet dileriz. Allah kurtarsın."

Suriye cephesinde,

Doğuda "Albayrak"a sarılı şehitler geliyor.

"Vatan sağ olsun"

Amerika, Avrupa, Rusya, Çin, İran, Irak, Suriye Özetle bütün dünya

hızla yükselişimizi sindiremiyor.

Barış içinde yaşayışımızı,

Enflasyonu sıfırlayışımızı,

İşsizliğin canına okuyuşumuzu,

Hırsızlık,

Rüşvet,

soygun ve irtikabı sonlandırmamızı kıskanıyorlar.

 

Bunların tümü pek güzel.

Lakin Üstümüze dolar belasını salan, "bi peder İsa ile fahreden Ehl-i Salip"e bir ders vermemiz gerekir.

Başta Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez olmak üzere,

Muhterem Cübbeli Ahmet Efendi,

Muhterem Ali Rıza Demircan,

Muhterem Müslim Gündüz,

Muhterem Süleymancılar,

Muhterem menzilciler,

ve

Diğer tarikat ve cemaat mensupları "kuvvetli bir dua" ile şu "DOLAR"

denilen belayı başımızdan atsalar,

Ahali eski müreffeh ve mutlu günlerine dönmez mi?

Döner, döner.

Yeter ki Möminler dua etsin.

Top