Yaşım 51.
Doğma büyüme Adanalıyım.
Tabir-i caizse; Allahına kadar!
Atalarımın, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa kumandasındaki güçlerin Kilikya'yı işgal ettiği dönemde (1832-1840) bu kutsal topraklara yerleştiğini anlatır tarih kitapları.
Evliya Çelebi 1671 yılında bizim varlığımızdan bahseder..
Başka bir kaynak bizim 11.yüzyılda Abbasilerin zulmünden kaçarak Kilikya'ya yerleştiğimizi savunur.
Bir diğer kaynak; 13. yüzyıl sonlarında Memlûk Sultanı Baybars’ın Bölgeyi ele geçirdiği yıllarda, Atalarımızın, Baybars’ın ordusunda yer almaları ve sonrasında Ramazanoğulları Emirliği döneminde kalabalıklar halinde Adana ve Tarsus’a yerleşmelerini anlatır...
Anladınız değil mi kim olduğumuzu.
Yaşım 51.
Doğma büyüme Adanalıyım.
Tabir-i caizse; Allahına kadar!
Rahmetli Dedem, ( nur içinde yatsın) rakısını, yaş üzümden, incirden, hurmadan (boğma) kendi yapar, sabah kuşluk vakti dükkânını açıp, mangalını yakar, akşama kadar gelen geçenle yediği eti, içtiği boğmayı, dost muhabbetini paylaşır, dükkânını öyle kapatırdı.
Çocuktum, rahmetli babam ( nur içinde yatsın) sabah ezanıyla beni uyandırır, eski adıyla Kuşpazarı'na götürür, Adana'nın ben diyeyim 100, sen de 200 yıllık GELENEĞİ olan (sen bilmezsin) ara sokaklardaki tablacılarda, yani sokakta kurulu ocakbaşlarında, kalabalıklarda sıraya girer ciğerle, kebapla kahvaltı yaptırırdı.
Rahmetli babam ehli keyif insandı, ( ben de soya çektim, şükür) o kuyruk yağının kor kömüre düşen damlalarının dayanılmaz, vazgeçilmez kokusunu yayan mangalın başında bi tek rakısını atarken, ben şalgama alışıyordum o günlerde...Sabah sabah...
Sen bilmezsin, şalgam gelenekseldi, organikti, evde yapılır, toprağa gömülürdü demlensin diye.
Sizin Doğanay doğmamıştı henüz!
Yaşım 51.
Doğma büyüme Adanalıyım.
Tabir-i caizse; Allahına kadar!
Bir bilgi daha vereyim size; Adana Havalimanı, hizmete girdiği 1937 yılından beri uçaklar, pazar sabahları yoğun duman nedeniyle göz gözü görmez, inişlerini otomatik pilotla yapar dediydi kıdemli bir pilot arkadaşım.
Anladınız mı biraz?
Adana'nın, Adanalının geleneklerini bilmeden, siyaseten ahkam kesmeyin bir daha lütfen!!!
Yanlış biliyorsunuz, hatta hiç bilmiyorsunuz!
Sizin kökeninizi bilmiyorum, o nedenle "bizim geleneklerimizde böyle bir şey yok" demenizi makul karşılıyorum.
Ama bizlerin, Adana'nın tarihinde, gerçek Adanalıların GELENEK ler inde özellikle pazar sabahları kuşluk vakti sokakta ciğer, kebap yemek, rakı içmek, demlenmek vardır.
Dışarıdan gelip, halen Adana'nın ekmeğini yiyen birkaç yobaz, gerici zihniyetin kışkırtmasıyla bu sene de gerçek Adanalıya ve Türkiye'nin, dünyanın dört bir köşesinden gelen güzel misafirlerimize zehir ettiniz festivali, ama Adanalının kanında isyan var, vazgeçmez!
Bak Adana Demir Spor'a! Hiç vazgeçti mi?
Bugün değil, yarın, yarın olmadı bir sonraki gün yine yapar festivalini, karnavalını.
Beyhude çabanız...
Yenemezsiniz Adana'yı, Adanalı'yı !
Siz ve iktidarınız, cemaatiniz bir gün unutulacak, kaybolacaksınız. Adanalı yine sokakta, tablacıda ciğerini kebabını yiyecek, rakısını içecek, dostça, kardeşçe eğlenecek...
GELENEK devam edecek!
Hiç şüphem yok.
Yaşım 51.
Doğma büyüme Adanalıyım.
Tabir-i caizse; Allahına kadar!
Literatürde; yüzyıllardır olunca adı gelenek oluyordu değil mi?
Gelenek ne ki sayın bakan, genlerimizde var bu...
Atsan atılmaz,satsan satılmaz !!!
Na 'apacan?
SUHA BUGAY
ARALIK/2019"
Bu muhteşem yazıyı kaleme alan,Suha Bugay kardeşimizin haklı isyanına, katılmamak olası mı?
Ne yaparsanız yapın; yasaklarla ,yasaklamakla tarihin akışını değiştiremezsiniz...
Yine '14 ARALIK'lar gelecek, Adanalılar sokakları dolduracak; sevgiyle, dostlukla, coşkuyla geleneklerine sahip çıkacak,en güzel kutlamalarını yapmaya devam edecek...
Ha unutmadan söyliyeyim! Oturduğunuz koltukları terk ettiğinizde, sizleri bir '14 ARALIK'da konuk etmekten mutlu oluruz...
Gelin, görün güzellikleri beraber yaşayalım...