NİSAN’IN İLK YARISINDA ACİL REFERANDUM

Başkanlık anayasası AKP ve MHP koalisyonuyla TBMM den hızla geçirildikten sonra referanduma götürülme aceleciliği öz güven ötesinde derin bir kaygı ve endişeyi ifade etmektedir.  AKP; kendi açısından başarının, güvenin, iktidarın, gücün ve kudretin mod noktasında bulunduğu, üstelik MHP ile gücünü konsolide etiği bir anda acele davranmasının gerisinde içine girilen sürecin her geçen anı  “EVET” açısından risk oluşturduğunu görmektedir.

Bu kaygıların yersiz olmamasıyla ilgili birçok iç, dış siyasal ve ekonomik nedenler var. İktidar partisi açısından oy oranı bakımından varılabilecek en üst seviyenin ötesine bundan sonra çıkmanın imkânsız olduğunu kamuoyu araştırmaları da göstermektedir. Dolayısıyla bundan sonra konjönktürel olarak yaşanacak her olumsuz gelişme EVET koalisyonu açısından tehlike oluşturmaktadır.

Tehlikelerin başında bu defa teğet geçme yerine Türkiye ekonomisini merkezden vurma ihtimali yüksek bir kriz durumu ile karşı karşıya olmamızdan kaynaklanmaktadır. Uzun süredir etkisini her geçen gün artırarak sürdüren Dolar’ın önlenemeyen yükselişi, Dolar kurunun 4 tl sınırına dayanmasının Türkiye ekonomisine yönelik olumsuz, yıkıcı yansımalarının durdurulmasındaki fren mesafesinin iyice azaldığı hatta imkânsız bir noktaya varmış olmasıdır.

Şimdiden piyasanın çökmeye başlaması, her geçen gün yüzlerce esnafın kepenk kapatması, alım gücünün düşmesi, yoksulluğun artması, gelir adaletinin bozulması, Üretimsizlik ve durgunluğun yol açtığı stagflasyonist durumun Tüketici güven endeksinde yarattığı aşınma, “EVET” koalisyonunun korkulu rüyası haline gelmektedir. Hiçbir kamuoyu araştırma sonucu siyasal iktidar açısından tüketici güven endeksindeki düşüş kadar ürkütücü olmamaktadır..

Reyting kuruluşu Fitch’in Türkiye değerlendirmesinde kredi notunu yeniden “yatırım yapılabilir seviyenin” altına düşürmesi halinde piyasanın olumsuz tepkisi iktidarı daha da zora sokacaktır. Dolayısıyla bu durum dolarda yeni rekorlar getirerek ekonomide sürdürülebilir durumu ortadan kaldıracaktır. Bu durum karşısında ne merkez bankası nede vatandaşın döviz satması çare olmayacaktır.

Olumsuz gelişmeler sadece ekonomik problemlerle sınırlı değildir. Suriye’ de yaşanan gelişmeler Bab kuşatmasının kayıplarla devam etmesi, Rusya’nın Suriye Kürtleri için dilendirdiği özerklik girişimleri, ABD nin yeni Başkanı Tramp’ın Suriye Kürt’lerini Daiş karşısında büyük müttefik olarak görmeye devam ederek silahlandırma stratejisi Türkiye’nin kırmızıçizgilerini iyice aşındırarak referandumdaki konumunu zayıflatabilecektir.

Türk modeli Başkanlık sistemine ikna olmamış AKP tabanından küçümsenmeyecek oranda seçmenin olması, benzer şekilde MHP yönetiminin aksine tabanından oldukça büyük bir seçmen kitlesinin “HAYIR” tarafında karar kılması, CHP ve HDP nin kendi aksları üzerinden stratejik tutum geliştirerek mobilize olması durumunda “EVET” çi koalisyonu oldukça zorlayacaktır.  NİSAN’ da acil referandum kararı buradan kaynaklanmaktadır.

Servet akbudak.com