Yaşam Haber - Haberin Merkezi
TEHLİKELİ  GELECEĞE DOĞRU
08-04-2015 19:16 1214

TEHLİKELİ GELECEĞE DOĞRU

 

Genel seçimler yaklaşırken başta iktidar cenahı olmak üzere  siyasetin dilindeki nefret dozu yükselmekte bu nefret ve şiddet dilini besleyen provakatif olaylar da beraberinde her gün can yakmaya devam etmektedir.Berkin Elvan’ın soruşturmasını gerekçe gösterip Çağlayan  adliyesine giren iki kişinin eylemiyle ortaya çıkan dehşet verici sonuç’un şoku geçmeden bir başka alanda Trabzon’da Fenerbahçe sporcularını taşıyan aracın kurşunlanması Türkiye gündeminin sonu belirsiz bu tür saldırılarla meşgul olacağa benziyor.

Yaşanan bütün bu olayların tesadüfen gelişen olaylar olduğuna inanmamız için saf olmamız gerekiyor. Amaçlanan hedefe doğru gidişatta ortaya çıkabilecek engelleri ortadan kaldırmak için  birilerinin benzer operasyonlarla güzergah düzenlemeye devam edeceği görülüyor.

Çağlayan adliyesin’de meydana gelen olayda Başta Savcı Mehmet Selim Kiraz olmak üzere hiçbir ölüm yaşanmadan bir çözüm sağlanamazımıydı? “huzur ve güven” ortamı sağlamak için mutlaka ölüm ve şiddet içeren operasyonlar düzenlemek mi gerekiyor? Rehine olayında silahlı operasyon yerine yaşam hakkını esas alan başka teknik yöntemler olmak üzere başka çözüm yöntemleri bulunamazımıydı? Devlet için “teröristin” yaşam hakkının pek önemli olmadığını kabul edelim. Peki masum bir savcının bir kamu görevlisinin yaşam hakkıyla ilgili hiç mi bir sorumluluğunuz yada vicdani bir duyarlılığınız yok. Üstelik kanlı operasyonu bir başarı olarak göstermenin nasıl bir izahı olabilir. Bu katliam bir başarı olarak  ifade ediliyorsa önümüzdeki süreç içinde benzer başarılı operasyonlara hazırlıklı olmamız mı gerekiyor demektir.

Her şey “devletin al-i menfaati” ya da iktidar için mubah sayılan yeni bir döneme mi giriyoruz. Geçmişte Padişahlar iktidarları için kundaktaki yavrularını kardeşlerini boğazlama moduna geri mi dönüyoruz. Devlet gücünü elinde bulunduranların başka refleksleri olamazmı? Devlet tepki gösterirken daha orantılı daha humanist davranamazmı? Bu soruların cevabını merak ediyorsanız Başbakan Davutoğlu’nun yaptığı açıklama bizim çokta iyimser olmamızı göstermiyor.”Kim olursa olsun,ne niyetle olursa olsun,sokağa izinsiz şekilde çıkarak ülke güvenliğini tehdit edene karşı müsamaha güsterilmeyecektir” açıklaması aslında bize önümüzdeki süreç içinde en son çıkarılan iç güvenlik yasa tasarısının nasıl icra edileceğinin de işaretlerini  göstermektedir.

Basit Anayasal bir demokratik gösteri hakkının kullanılması karşısında ifade edilen bu yaklaşımın,  daha meşru, radikal eylem ve talepler karşısında nasıl bir devlet refleksinin ortaya çıkacağını  yaşanan pratiklerle gösterilmektedir. Dolayısıyla Önümüzdeki sürecin Türkiye demokrasisi açısından iç açıcı bir süreç olmayacağı, kurgulanan yeni Türkiye’nin eski Türkiye’yi mumla aratacak bir Türkiye olacağı gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu söylemek abartılı olmayacaktır.

Yaşanan bu gelişmeler önümüzdeki genel seçimlerin güvenliği,güvenirliği ve demokratikliği ile ilgili ciddi kaygılar yaratmaktadır. Bu nedenle seçim güvenliğiyle ilgili ulusal ve uluslar arası gözlem  heyetlerinin oluşması için şimdiden bazı hazırlıkların yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.

Top