Yaşam Haber - Haberin Merkezi
YA BENDENSİN YA TERÖR
20-03-2016 13:25 1075

YA BENDENSİN YA TERÖR

 

 

7 Haziran 2016 tarihinde yapılan Milletvekili genel seçimlerinde ortaya çıkan, Kimilerine göre toplumsal irade kimilerine göre milli irade nasıl tanımlanırsa tanımlansın  kabul edilerek, saygı duyularak gereği yapılmış olsaydı gerçekten bugün yaşanan şiddet, katliam felaketi yaşanır mıydı? Aynı akşam Türkiye halkının ortaya koyduğu bu siyasal tercihi demokratik yaşama dönüştürme yârine bir karma sivil ve bürokratik darbe ile yok sayılarak devre dışı bırakılmamış olsaydı bugün yaşanan kaos yaşanır mıydı? Eşitlik ilkesine uygun olmamakla birlikte Demokratik koşullarda yapıldığı söylenen  bir seçim sonucu belli bir siyasal partiyi  tercih edince milli irade,  etmeyince  kaos olarak  değerlendirip yeniden seçime gitmek  demokrasi ve toplumsal iradeyi  temsil eder mi?

Her gün patlayan bombalarla yüzlerce masum insan yaşamını kaybeder miydi? kentler şehirler kasabalar top atışlarına tutularak evler insanların başına yıkılır mıydı? Bodrum katlarında onlarca insan varsa suçları adalet önüne çıkarma yerine doğrudan infaz edilip ateşe vererek yakılır mıydı?  Siyaset kurumları bu kadar çözümsüz ve çaresiz kalır mıydı? Çocuk, kadın, Erkek, genç, İhtiyar, Polis, Asker, binlerce insan acınmadan ölüme gönderilir miydi, Yüzbinlerce insan evini, yurdunu, kasabasını terk ederek mültecileşir miydi, Sokak ortasında parçalanmış insan cesetleriyle oynanır mıydı? Her gün Anadolu’nun değişik kent ve kasabalarına tabutlar içinde cenazeler gönderilir miydi? Anne ve babalara bir torba içerisinde 5- 6 kilo DNA ile tespit edilmiş kemik torbasını  alın bu sizin çocuğunuz diye teslim edilir miydi? Büyük bir kin ve öfke ile her geçen gün dozu daha da yükselen nefret ve şiddet dili kullanılır mıydı? Kullanılan bu dilin ve uygulanan ölüm ve öldürme politikası bu denli ayrışma ve kopuşu getirir miydi? Yaşatılan korku ve kaos ortamı nedeniyle evlatlarının cenazesi başında anneler, babalar, eşler, yavrular ağlamaktan dahi korkar hale gelir miydi? İşsizlik ve yoksulluk yaygınlaşırken milyarlarca dolar savaş ve şiddete harcanır mıydı?

Bu soruları sayfalarca uzatmak mümkün ancak  bu sorulara doğru, ahlaki ve vicdanı cevap vermekten korkar hale gelmişseniz insanlıktan, demokrasiden, hukuktan, adaletten  inançtan söz edebilir misiniz? Siz bu sorulara sıralanan evrensel hukuk, adalet, insanlık değerleri üzerinden yanıt vermeye kalkıştığınız an terör kavramına getirilecek yeni tanım üzerinden terörist,  dolayısıyla ölümü, veya hafif tabirle zindanı hak eder bir duruma düşeceğinizi tasavvur edebiliyor musunuz? Bütün bu soruları vicdanınız ve inancınızla yanıtlayarak ne senden ne de terörden yanayım demenin bedelinin ne olacağını düşünebiliyor musunuz?

Nasıl terörden yana oluna bilinir. Ankara’nın orta yerinde kendini patlatarak beraberinde onlarca insanı katledenleri ayrımsız, fakatsız, âmâsız lanetlemekten başka bir şey döşüne bilir misiniz?  Yapılan tüm katliamları kategorize ederek şu katliamı kınayalım şunu kınamayalım diye bir tutumu  izleyerek işlenen insanlık suçunu görmezlikten gelebilir misiniz? Bodrumlarda yakılan insanları, öldürüldükten sonra zırhlı araçların arkasına bağlanarak sürüklenen cenazeleri, çırıl çıplak soyularak cenazeleri teşhir edilen kadınları, sokak ortasında cenazeleri günlerce bekletilen Taybet anaları hatırınız için hoş göreyim yada görmezlikten geleyim diyebilen bir insan insanlıktan söz edebilir mi?

Bu tutumda ısrarcı olmanın yaşanan yıkım ve felaketin devamından başka bir anlam ifade etmediğini otuz yıllık geçmiş deneyimimizden anlamak mümkün iken, Daha fazla ölüm daha fazla  yıkım olan bu  politikaların sürdürülmesinin Türkiye’nin toplumsal barış ve refahını yok ederek bir iç çatışma ve kanlı girdaba  sürükleyeceğini bilmemek mümkün müdür?

Siz gerçekten toplumsal barış ve bir arada insanca yaşamaktan yanamısınız? Yoksa sonu belirsiz bir iç savaş vahşetinden mi yanasınız.

Top