Yaşam Haber - Haberin Merkezi
Kime ne diyelim?
03-08-2018 13:57 513

Kime ne diyelim?

 

 

     Papaz Brunson suçlu olabilir mi? Olabilir... Çünkü iddianamesi hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Dolayısıyla ABD’nin tavrı da tamamen haksız olabilir...

     Ama herkes biliyor ki bu işin bir de “âmâ”sı var. Ne demişler: yalancının evi yanmış da kimse inanmamış..!

      Örnek mi istiyorsunuz? Hepiniz Büyükada’da gözaltına alınan insan hakları savunucularını hatırlarsınız. Haklarında söylenmedik şey kalmamıştı; ajan, provokatör, terörist...

Sonra ne olduğunu da hatırlarsınız; uluslararası baskılar gelince serbest bırakıldılar...

         Yalnızca bunlar mı? Tabiî ki değil; hala sözde terörle irtibatlı gösterilerek içeride tutulan Taner Kılıç, Alpaslan Kuytul, Ahmet Altan gibi yüzlerce, belki de binlerce insan var.

Papazı tanımasak da bunları biliyoruz. Bunların ne suçu var? Hiç..!

       Bundan daha kötü olan ise ne biliyor musunuz? Halkın %70 inin yargının bağımsızlığına inanmıyor olması..!

       Şimdi senin halkının %70 inin inanmadığı yargına, elin Amerikalısı niçin inansın ki?

     Bir soru daha: hadi diyelim ki Papaz suçlu, peki, o halde niçin adam hapishanedeyken durduk yere ev hapsine alma gereği duydunuz?

Özetlersek:

     Biz kendimiz bu ülkenin yargısının bağımsızlığına ve tarafsızlığına inanmıyoruz ki, kime ne diyelim...?

**************

Bu hapishanelere bütün muhalifleri sığdırmak mümkün olacak mı?

 

Malatya’da zaten büyük bir hapishane vardı. Mevcut olandan daha büyük ve “modern” bir hapishane de Akçadağ yolu üzerinde yapılıyordu. Şimdi bir milletvekilimizin beyanlarından anlıyoruz ki, “2000 kişinin istihdam edilebileceği büyüklükte” yeni bir hapishane daha Doğanşehir’de yapılacakmış.

Bu hapishanelere bütün muhalifleri sığdırmak mümkün olacak mı, göreceğiz. Ama toplumsal taleplerimizin ve ihtiyaçlarımızın iyi bastırıldığını biliyoruz...

******************

Bağımsız ve tarafsız olup olmamak

 

Arap alfabesinde henüz nokta ve harekenin kullanılmadığı dönemde Halife, “kabele” (kabul et) yazan bir not eşliğinde bir dostunu Valiye gönderir. Ancak Vali, huzuruna çıkan şahsın elindeki notu yanlışlıkla “katele” (katlet) şeklinde okuyunca, zaman kaybedilmeden hemen adam infaz edilir.

Bu anekdotu bize Arapça hocamız, hareke ve noktalamanın olmadığı Arap alfabesinin ne kadar sakıncalı olabileceğini izah etmek için anlatmıştı.

Hâlbuki şimdiki Mısır’da, noktalama işaretleri ve hatta sözde İslam Şeriatı bile olduğu halde yine de İhvan’dan 75 kişiye idam cezası verilebiliyor!

Nitekim 28 Şubat döneminde Malatya’da da 100’e yakın kişi, yalnızca başörtüsü yasağını protesto ettikleri için idam ile yargılanabilmişlerdi...

Demek ki asıl sorun, alfabeyi düzeltmek veya sistemin adını Şeriat yapmak ile ilgili değil, padişahtan gelen fermana mahkemenin gerçekten itiraz edip edemeyecek kadar bağımsız ve tarafsız olup olmamasıyla ilgiliymiş.

Ve daha önemlisi ise, harekesizliğin sakıncalarını gören İslam aleminin, bunca zamandır hukuk devleti olamamanın sakıncalarını bir türlü göremiyor olmasıdır..!

Top