Öyle kahvehane kültürü olan biri değilim. Ara sıra bizim “ Balyan Oba Köyleri Derneğine” takılır, lokal bölümünde varsa eksik, dördü tamamlamak için masaya kurulur ve okey oynarız!
Dün de öyle yaptık! Son ele gelmişiz. Ali abi ile aramızdaki sayı farkı onun okey atmasına bağlı ve bu durumda oyun ben de kalacak!
Ali abiye çift okey gelmiş, benim el bizim ekonomi gibi, hiç bir taş biri birine benzemiyor! Aslında başta erken davranıp normal açsa bile oyun ben de kalacak! Hızla büyük sayıları kaçıp, normal açma tehlikesini savuşturdum! Ama Ali abi odaklanmış okey atacak! Ali abiyi tuzağa düşürmek gerekiyor ve ona mesajı veriyorum “ Zaten normalde açsan, bu sayı ile ben de kalır” diyorum! Ali abi düşüyor ve dönmeden açıyor! Sayıları kaçıran ben kurtuluyorum ve oyun Ali abide kalıyor!
Trump şimdi diyor ki “ Ben yeşil ışık yakmadım!”
Ulan bunu külahıma anlat! Herkes seni aptal zannediyor ama ben öyle görmüyorum!
Sen tıpkı benim okey oyunundaki kurnazlığım gibi sadece salağa yatıyorsun! Dünyanın en zengini ve Amerika Başkanı olmak öyle salakların işi değil! Sorun sen de değil, senin ne mal olduğunu bilmeyenlerde!
Senin yaptığının aynısını Bush’ta yapmıştı! Saddam yeşil farları yakıp, Kuveyt’e sokmuştu!
Sonuç, şimdikine çok benzer bir başlangıçtı! Umarım sonunu sezer ve senin tuzaklarından bir an önce kurtulmanın yollarını ararız!
Bizim hala anlamadığımız İsrail faktörüdür!
Emperyalizmin silahlı jandarması olan bu devlete, kim dik durduysa gitti!
Kimdi bu dik duranlar?
Irak, Libya, Suriye ve İran!
Üçünü hal ettiler! Sıra İran da! Ona da az kaldı!
İşte bunu görmeyen biz, tüm dünyayı karşımıza alarak inadımızda direniyoruz!
Yedi milyar nüfuslu bir dünya bize yaptığımızın sakıncalı olduğunu söylüyor! Ama biz “ Azdan az, çoktan çok” diyerek yedi milyara meydan okuyoruz!
Yani biz yedi milyara değil, Trumpun yaktığı yeşil ışıklı tuzaktan ısrar ediyoruz!
Tüm bunlar dururken, Sayın Cumhurbaşkanının yapacağı ilk iş, etrafındaki Danışman grubunu bu tehlikeyi sezdikleri halde, neden böyle bir çıkmaza yönlendirdiler, diyerek hepsini görevden almasıdır!
Sonra şu tuzu kuru sözüm ona yandaş görünen medya analistleri!
Hepsinin hatırı sayılır serveti var ve hiç bir yaptırımdan etkilenmezler! Olan, yüzde on beşlik elektrik zamanı ödeyemeyen sana bana olacak!
Hep söyledim: Amerika büyük ayıdır, onunla deliğe girmeden önce aradaki mesafeyi iyi ayarlayın!
Bunu bu ülkenin atmış sekiz gençliği söyleyince, “ Vatan haini” diyerek dara çektik!
Bence toplumsal barışı sağlamanın ilk ayağı gidip onların mezarı başında özür dilemektir!
Hazır onlara saldıranlardan kimileri hala yaşıyorken!
****************
ZOR GÜNLER
Suriye sorunu beraberinde bir çok açmazı getirirken, bizim siyasilerin tavırlarını görüyorum da, hala gözleri tribünde ve fazladan kaç oy devşirebilirimin hesabındalar!
Birisi konuşmaya başlamadan önce asker selamı ile kürsüye çıkıyor, diğer taraftan iktidara dediğini bırakmıyor! Bir taşla iki kuş vurma peşinde!
Yarın ki olası bir seçimde asker selamlı afişlerle yeri göğü inleterek bizden oy devşirecekler!
Bir diğeri “ Bay Kemal!” Tezkereye “ Evet” demişsin, daha neyin peşindesin? Çıktığın kürsüyü ağlama duvarına çevirmende neyin nesi?
Yapmayacaksın!
Yapınca da insan gibi yaptığının arkasında duracaksın!
“İçi kan ağlayarak ve anaların gözyaşı akmasın” diye halay başı yaptığın oyunda şimdi neyi toparlamaya çalışıyorsun? Üstelik dünya savaş tarihine yeni bir terim katarak; “ anaların gözyaşı akmasın” diye!
Bunu diyen adama sormak lazım “ acaba şimdiye kadar kaç ananın gözyaşı aktı” diye?
Bunu bilse ne olur, bilmese ne olur? Maksat oy toplamak değil mi?
Hiç merak etmesin, o konuda sıkıntı yok!
Balık hafızalıyız! Bize sadece iki cümlelik güler yüz tadında ve gevşek mimikle yapacağı bir konuşma yeter!
Unuturuz, koşa koşa gider de oy veririz!
Bir bakarsınız Kemal Başkan, Fenerbahçe şampiyon!
Sonrası hikâye!
Amerika yaptırımları, Avrupa birliği kıvraklığı!
Hiç biri bize sökmez!
Ya Suudiler?
Bize “ Hacı olmayacaksınız” diyorlar! Bu beni ve Bay Kemal’i pek ilgilendirmiyor! Geriye kalanlar ise mutlaka bir yolunu bulurlar! Bu konuda iki cümlelik fetva yeter de, artar bile!
Hem fena da olmaz, herkesin parası cebinde kalır!
Bir cinayetler yönetimi olan Suud ailesine para vererek onların günahına ortak olmaktan beteri yoktu zaten!
Peki ya şakacı Trump?
Vala birileri ona söylesin “ bizi fazla gıdıklamasın” diye!
Vallahi özellikle koltuk altından çok kötü oluyor ve gülmekten çatlamak diye bir şey var ve biz şimdi o eşikteyiz!
************
ÇALIYA TAKILMAK
Takılmayanlar bilmez! Genelde biz köylü çocukları iyi biliriz! Mevsimi gelince annelerimiz elimize bir kova verir “ hadi gidin böğürtlen toplayın” derlerdi! Giderdik ve bizim melet çayı boyunca hem bol, hem de sık çalılıklı olurdu! Bazen yanımızdakilerden önce irilerine ulaşmak için çalıya atlardık! Toplardık ama çıkarken vay halimize! Hele altta donunuz yoksa ( ki çoğunlukla olmazdı) dal daşak takılmak çekilir hal değildi, bir kenarı kurtarayım derken, iki kenar birden takılırdı! Kısacası Allah düşmanımın başına vermesin!
Tabi kızlarda bizimle gelirdi. Onlar akıllılardı ve eteklerinden takılmasınlar diye çalıya uzak dallardan tutar böğürtlen toplarlardı! Biz çalıya takılınca yardımda etmezlerdi! Meydandaki halimizi görünce sırtlarını döner, kafa kafaya gözaltında bize kıs kıs gülerlerdi!
Sonuçta çıkardık ve çalıyla boğuşurken, topladıklarımızı da dökerek!
Bitti mi?
Yok!
Döner kızları döverdik “ ne gülüyorsunuz?” diye!
Sonra onların topladıklarını da elinden alır, adeta yağmalardık! Kızların elleri boş eve dönmeleri bir şey ifade etmezdi! Biz erkektik ve özel muamele annemizin şefkatli kollarında devam ederdi!
Kısacası asıl konuya döneyim!
Artık “ bu Amerika’dan uzak durun” demeyeceğim! Vallahi şu Trompun mektubundan sonra çok korktum! Eskiden bunlara “ ülkemizden defolun” deyince sağcı cenah bizi dara çekti, kimimizi de işkencelerden geçirip, elden ayaktan etti!
Bizi dara çekenler o gün olduğu gibi, hala işin başındalar ve sokaklarda sesleri alabildiğine gür! “ Ya Allah, Bismillah, Allah’ü Ekber” diyerek!
Bu söylemle yürüyen bir Amerika kuzusu darbe yapmaya da kalkıştı! İlginçtir, başaramadı ama hala ana kuzusu ve Amerika’nın kucağında! Bana göre daha işi bitmemişti iade falan etmiyorlar!
Bu Trump denilen adamdan Kürt’ler de medet umuyor ya, ona yanıyorum!
Biliyorum, dili durmaz biriyim!
Bakın bu ülkede yanlışıyla, doğrusuyla yan yana iç içe yaşıyoruz!
Bu Amerika’dan ne Türk’e, ne de Kürde yarar var!
Eğer kendi sorunlarımızı cesaretle çözmezsek, her yıl mevsimi geldiğinde çalıya takılmak kaçınılmazdır!
Sonuçta yediğimiz dayakla kalmaz, eldeki böğürtlenden de oluruz! Yani kısacası kızlar, erkeklerle böğürtlene gitmeyecek!