Amerika İranlı komutanı havaya uçurunca daha iki gün önce burada “ Hiç bir karşılık veremezler” demiştim!
Dün, İran’ın Amerikan üslerine saldırdığı haberi herkesi heyecanlandırırken, benim için içi boş ve sıradan bir haberdi!
Çünkü İran Amerikan üslerini vurmadı, vuramaz!
Öyle füze sallayacaksın ve Amerikan teknolojisi bir tek tanesini havada yakalamayacak öyle mi?
İçi boşaltılmış boş binalara yapılacak saldırıyı Amerika zaten biliyordu!
Eh, biraz da gazları insin diye adeta müsaade ettiler ve çay kahve keyfi arasında füzelerin havadaki ışıklı gösterisini izlediler!
Sonrası gariban İran halkını “ Amerika’yı vurduk” masalına inandırmaktır! Bu da bu coğrafya toplumlarının önüne atılacak en iyi yemdir! Şimdi İran halkı kendilerinin Amerika’yı dize getirdiğine inanacak ve bu gazla geçim sıkıntısı, molla baskısı, hepsi berhava olacak ve rejim kendini buradan daha çok pazarlayacaktır!
Amerika istediğini yapmış, gereken mesajı vermiştir! Bunu İran yönetimi iyi anlar ama İran halkı asla anlamaz!
İşte burada anlayanlar, kendilerini anlamayanlara anlatacaklar ve buradan daha sağlam bir yol pekiştirip, zavallıları kaderlerine razı edecekler!
Bu bir Ortadoğululuk sendromudur!
Bu sendromun ana temeli din bağnazlığıdır!
Sünni ve Şii yayılmacılığı halkların canına okumuştur ve okumaya devam edecektir!
Aynı Tanrı’ya, aynı dine ve kitaba inananların biri birine acımasızlığıdır!
Hepsi Tanrı’larına kanla ulaşmak gibi bir görev üstlenmişlerdir! Bu Kerbela’dan günümüze kadar devam eden bir cinayetin kesintisiz yansımasıdır!
Giderek hız alan ve hızından hiç kesilmeyen bir din bağnazlığının sardığı bu coğrafyada iyiyi beklemek saflıktır!
Var olan kaynaklarını Amerika ve Emperyalistlere peşkeş çeken, elde avuçta ne varsa silaha yatırıp biri birini boğazlayan bir zavallılar toplumunda ne beklenir?
Yahu adam bas bas bağırıyor “ bana petrol lazım ve kaynakları güvenceye aldık” diyor!
Sen daha neyin peşindesin?
Irak hükümeti “ ülkemden çık” diyor!
Diyor da!
Trump ne diyor “ ha s...lan” diyor, “ benim paramı ver, öyle çıkayım” diyor!
Şimdi anladınız mı, ne kadar çaresiz ve zavallı olduğunuzu!
“İran Amerika’yı vurmuş!”
He canım, Trump basın toplantısı yaparken başında kanlar akıyordu!
Bizim melet deresinin dibinde Gözeneli
Pırnık dayı yaşardı! Düşman sahibidir ve eşiyle tek yaşadığı o evde güneş batmadan kapıyı, bacayı kapatır eve çekilirdi!
Mavzerini de alır oturduğu yerde her gün “ ah hanım şunlar bir gelse de, şu melet çayı bir kana doysa” diye atıp tutarmış!
Bir gün düşmanları evin etrafını sarmış, bizimki mavzerle kapı ardında, el ayak tir tir titremekle kalmıyor, bir de arkadan atıyor!
Karısı “ ne o yoksa korkuyor musun?” der!
Bizim pırnık dayı “ kız avrat sus, ne korkması, ben hırsımdan edi yom ”diyerek korkusunu gizlemeye çalışır!
Eh, İran hırsından boş araziye bir kaç füze atmış!
Heyecana gerek yok!
Çok istediğimiz bir savaş çıkmayacak!
ÇOK ŞÜKÜR
“Emevi camisinde cumayı eda edeceğiz” dediklerinde benim gibi algılarını yitirenler, yahu bunlar ne diyor diye ulu orta gevezelik etmişti!
Ancak şimdi anlıyoruz ne demek istediklerini!
Putin gibi katıksız bir kâfiri imana getirip Emevi camisine göndermek öyle her babayiğidin harcı değil!
Biliyorum Putin gösterişi ve kameraları pek sevmez! O nedenle biz onu daha çok spor yaparken görürüz!
Rivayet odur ki gitmişken iki rekât namaz da kıldığıdır!
Sonra imamın elini öpüp, bundan böyle dünyaya hâkim olması için bol dua etmesi ricasında bulunması, heyetin gözlerini yaşartmıştır!
İmam, hemen avuçlarını açmış bundan böyle hayırlı istihbaratlar vermesi ve yeni nükleer silahlar icat etmesi için Putin adına Yüce yaratana yalvarmıştır!
Putin huzurdan ayrılacakken hala el pençeydi! Tabi onun yanlışlıkla sol elini sağ bilek üzerine koyması gözden kaçmamış, yanındakilerden biri tarafından derhal müdahale edilmiş ve ellerin konumu doğru olarak düzeltilmiştir!
Judocu olan Putin sürekli elleri havada savunma ve saldırı pozisyonundayken, onu el pençe divan huzurda tutmak İslam alemi için büyük başarıdır!
İnanın Putin’i camiye sokmak, şeytanı tövbeye getirmekten daha zordur!
Başardık Vallahi!
Şimdi şom ağızlarla bir daha çıkıp desinler “ Suriye’de ne kazandık?” diye!
Anlamazlar ki!
Bir kâfiri ulusça imana getirdik ve bundan dolayı top yekün cennetteyiz!
Tüm günahlarımız yakılmıştır bilesiniz! Geride iyi tarafımız var mı, yok mu hiç önemli değil!
Sonra Putin mağrur bir Müslüman edasıyla gidip bir kiliseyi de ziyaret etti!
Dudakları kıpır kıpırdı! Zeki adam, tüm duaları ilahi bir kuvvet olarak aniden öğrenmişti!
Herhalde papaza “ Kâfirun süresini” okuyordu!
Oradan ayrılıp Libya’ya, gece vakti de ülkemize geldi!
Ona “ ne zaman ayrılacaksınız” diye soranlara kaşlarını çatarak “ Sultanahmet’te Cuma namazı kılmadan asla” demiş!
Ulan Trump!
Sen bittin!
Gidip İran’a bulaşıp dur sen!
Vallahi iki dualık canın var!
Ateşin bol, azabın kaddim olsun!
Bir kez daha “ Zalimler için yaşasın cehennem!”
******************
KADIN
Bu coğrafyanın bir Tanrı şanssızlığıdır! Eril egemen kültürün tüm yetmezliklerini üzerinde denediği bir antrenman alanı gibidir!
Kim?
Kadın!
Daha doğar doğmaz bir şanssızlık gibi ve onu doğuranın dahi yüzünü ekşiterek baktığı bir çaresizliktir! Kocasına erkek evlat verememenin utancıdır yüzündeki acı ifade!
Çünkü öyle söylediler, öyle yetiştirdiler! O eve gelin gelene kadar yaşadığı onlarca badireden sonra erkek evlat vermek gibi bir zorunluluğu vardır!
Bunu yapmadığı sürece kadınlığı yarımdır ve üzerine kuma geleceğini de bilir!
O daha baba evindeyken Allah’ın emri ile istenir ve sonra “ Kesme, yakma” gibi kavramlarla bilinçaltı iyice doldurulur!
Sözü kesilir!
Sonra kınası yakılır. Kiminle, evleneceğine evin eril babası karar vermiştir! İtiraz etmek, ne inanca, ne de töreye uygun düşmez! Susacak ve kaderine razı olacak!
Ötesi asla!
Sonra gelin olacak; belki de yaradılış gereği her genç kızın hayalidir!
Doğru insanı bulmak ve sevmek sevilmek!
Ama nerede?
Bir namus testine tabi tutulur, daha ilk geceden!
Kanamışsa, dışarı da atılan kurşun ve davul sesleriyle namus tescili duyurulur cümle âleme!
Erkek havalıdır, bir acayip sallar omuzlarını ve bundan sonrası itaat mevsimidir; aksi dayaktır, işine gelirse!
Sokak ortasında bir bir vuruluyorlar!
Bu gördüklerimiz!
Ya görmediklerimiz?
Onlar ömrüne fetva biçtiğimiz görünmezlerdir!
Üstelik cehennem azabı çektirip, cehennemle korkutarak!
Bu coğrafyanın kadını her gün cehennemi yaşamıştır!
Gidilecek bir cehennem varsa onlara bu azabı çektiren erillerdir!
Zaten artık tüm duygularını yitirmiş bir erkek egemen çağı yaşıyoruz!
Aşk ve sevmeyi bilmeyen bir mekanik robota dönen erkek zihniyeti!
Dünyayı ateşe vermeye uğraşan bir canavarın ölüm soluğu gibiler!
Giderek çoğalıyorlar!
Giderek daha çok ölüm dolaşıyor aramızda!
Üstelik hepsi bir tabutta ve biri birine diş bileyerek!