Savaşa "evet" deyip, savaş karşıtı bildiriyi okumak arasında ki çelişkiyi irdelediğiniz de karşınıza bir tek sonuç çıkar:
Türk tipi siyasetçi.!
Görünen o ki, bu savaşın vahim ve geri dönülemez sonuçları " evet" diyenleri tedirgin etmiş durumda.!
Daha şimdiden biri birlerine düştüler.!
Kimi " bizim askerimiz varken, öso' ya ne gerek var" derken, bir diğeri " bizim askerimiz zaiyat vereceğine onlar versin" demekten geri kalmıyor.!
Tüm algıları koparılmış ve dili sadece savaş çığırtkanlığından başka hiç bir konuşmaya dönmeyen toplumun bu hali meali gerçekten ürkütücü boyutta.!
Savaşlar aynı zamanda çoklu yalanların, kahramanlık psikozu ile birleştirildiği sendromlardır.!Muhakeme yeteneği olmayan toplumlar için uzun vadeli bir kontrol mühendisliğidir.!
Beraberinde mili ter sapma ile birlikte,ekonomik çöküşü de getirir.!
Eğer bir ülkenin temeline dinamit koyacaksanız, bundan daha iyisi yoktur.!
Bu örneğin en sıcak resimi Hitler'dir.!
O zaman da savaşı övmek hariç, tüm konuşmalar yasaktı.!
Hata karşılaştıklarında nazi askerlerine sempatik yüz ifadeleri ile bakmamak bile suçtu.!
Ölümden ve insan onurunun aşağılanmasına kadar her yolu mubah gören Hitlerin sonu hepimizin malumu.!
Susturulanlara seyirci kalındıkça ateş en çokta seyircileri yakmıştı.!
Tabi bu genellemeye bakıldığın da, bizim ülkedekileri ne ayrı bir parantez açmak lazım.!
Bir kere parlamentoyu baz aldığınız da tek bir muhalefet partisi olarak HDP' yi görürsünüz..
Onun da zaten sesini duyma şansınız yok.!
Ağızlarında çıkan her sözcüğün karşılığı onlarca yıl cezaya uzanan bir serüven gibi.!
Bu ülke adına kaygılı olmak yargılanma sebebi.!
Adeta ölüm tarlasına dönen ülke topraklarına bakraçla kan taşımak yerli ve milli olmanın yegane ölçütü.!
Savaşa nasıl girilmesi taktikleri vererek ve özellikle uçaklarla imha edin diyerek yol göstericiliği yapacaksın, sonra çıkıp kürsüde Tabipler Birliğinin bildirisi üzerinden aklımızla alay edeceksin.!
Kimseyi kandıramazsın.!
Kandırabileceğin bir çoğunluk olabilir.!
Ama unutma ki, bir gün savaş bittiğin de bu gün azınlık sandıklarınız büyük bir çoğunluk olarak yakanıza yapışacak ve sizden bu iki yüzlülüğünüzün hesabını soracaklardır.!
Tarihte hep böyle oldu.!
Yarın da öyle olacak.!
***************
TTB ÜYELERİ VE MUHALEFETİN AHLAKI
"Leb" demeden "leblebiyi" anlayacak kadar zeki Başbakan ve Bakanların var.!
"Tabip olsan ne yazar" dediğin an da gereken derhal yapıldı ve bu sabah TTB üyesi on üç hekim göz altına alındı.!
Bu hekimler savaşın bir insanlık suçu olduğunu beyan eden bir açıklama yapmışlardı.!
Aynı akıbete sosyal medya üzerinden tepki gösterenlerde uğramıştı.!
Bu korkunun tek nedeni yaptıkları onlarca yanlışı susturarak, baskılayarak, tutuklayarak
Örtbas etmektir.!
Bir Cumhurbaşkanının "ulan ahlaksız" diye ana muhalefet liderine küfür etmesi görülmüş bir şey değil ama, maalesef görüyoruz.!
Anlaşılan uluslararası sıkışmışlık ve Zarab davasının bize yansıyacağı çıkmazları psikolojisini bozmuş.!
Bunun ötesi yok.!
İki bin on dokuz seçimleri rüyalarını kaçırıyor.!
Büyük bir korku iklimi yaratarak bu seçimi mutlaka ama mutlaka kazanmak istiyor.!
Onun için önüne gelen her muhalif ve iyi niyetli sese dahi kurşun sıkıyor.!
Oysa bunların hiç birine kıymetli zamanını ayırmaya gerek yok.!
Tek talimatla bir kanun çıkarılır ve " barış" demenin yasaklandığına dair hepimize bir duyuru yapılır ve mesele olur biter.!
Bunun dışında hoşa gitmeyen hangi söz ve sözcük varsa o da eklenir.!
Bu tepkilerden sessiz kalacak halkın tek tepkisi mimikleri olur.! Protesto ve duygularını mimiklerle ifade ederler.!
Ülke bir kaş göz oynatma arenasına döner ve oynattığımız aklımıza güzel bir eşlik olur.!
Tabi el kol işaretleri de yeni bir ifade şekli olur.!
Bu konuda mahir bir milletiz.!
İktidarın ve mensuplarının her konuşmasını alkış ve baş parmağın yukarıya dikilmesi ile onaylarken, muhalefetin ve özellikle Kemal'in konuşmalarına yumruklu kol işaretı ve çok abartırsa vatandaşımızın çok sevdiği orta ve işaret parmağımızın arasına sıkıştırdığımız baş parmağımızı göstererek hadini bildirebiliriz.!
Hem bunları siyasilerimiz de biri birlerine rahatlıkla yapabilir ve en azından televizyonlar da ki küfürlerinden çocuklarımız etkilenmez..
İşaretleri ise, bir şekilde izah ederiz.!
Baş parmaklı işareti, "işler yolunda" kol işaretini "güç" sembolü ve diğerini iki tekerleğe " sıkışmış taş" diye anlatmak mümkün.!
Peki ya " ulan ahlaksız.!"
Bunu bir Cumhurbaşkanı söyler mi, söylemez mi? Onu da Diyanet işleri başkanı bana izah etsin!!
**************
Ülkemizin ırmakları
"Ülkemin ırmakları neden dışarıya akar,
Can havliyle akar."
Şair böyle diyor.!
Sokakları gergin yüz atmosferine teslim olmuş bir ülkenin ırmakları yıllardır can havliyle dışarı kaçıyor.!
Yetişirlerse büyük bir denizle buluşacaklar..
Mesela acının iki nehri akar ülkemde.!
Fırat ve Dicle..
Birleştiklerinde bir bedende eriyen iki sevdanın devasa büyüklüğü yürür kol kola..
Sonra gider Basra' dan ebedi bir buluşmanın koynuna uzanırlar ve artık her yer özgürlüktür.!
Tüm acılar Akdeniz'in şefkatli ellerinde yeniden yaşam bulur.!
Bin yılların haykırışı artık devasa bir sessizliktir..
Kan ve barut kokusu geride, geldikleri topraklarda kalmıştır ve daha nice ırmağa acılar yaşatmak adına..
...
Irmağı, taşı, kuşu..Hepsi cümle bir dona bürünmüş..Hepsinde can havliyle terk etme telaşı.!
İzmir’e..
Ülkemin insanı neden gitmek ister İzmir’e?
Taşmasın diye önü kocaman beton duvarla sınırlanan Ege Denizi, neden çeker bir kısım ülkem insanını!?
Memleketin dört yanı kafa tokuşturan ve anlamsız parmak işaretleri ile gözlerimizi oyanlara kesmişken, bir İzmir sevdası ve kim bilir belki de daha öteye, daha uzağa kaçma arzusu neden bu kadar ağır basar?
Tüm bunların yanıtı tek bir sorudadır bence..
Bir memleket neden bu kadar kanar?!
Kanıyor işte.!
********************
Kan denizine yelken açmak:
Afrin'e girip orayı tertemiz edip çıkacağız diyerek iktidarı ve muhalefeti ile bir ağız oldular!.
Sonra tüm gazete ve televizyon kanallarına tek ayar mod unda yayın yapmaları bir kez daha hatırlatıldı.!
Mübarekler emre itiat etmekle kalmadı, hepsi birer savaş uzmanı olarak haritaları çizip, çizip
önümüze attı.!
Hata ömründe kışlanın önünde geçmeyenler bile , Askeri üniformalar giyerek kapalı alanda canlı savaş izleyip "ah ulan.!" diye hayıflandı ama, cepteki çürük raporu bu vatanseverlik moduyla pek uyuşmuyordu.!
Olsun " söz konusu vatansa" çarık, çürük fark etmez o heyecanı yaşamak gerekiyordu.!
Sonra baktık ki savaş karşıtı her söz, paylaşım anında adaletimizin şefkatli kollarına düşüp,
sonu hapisle biten bir gizemli yolculuğa eviriliyor.!
Adeta insan avı.!
Ağzında " barış " sözcüğü çıkan ve hele bu konuda kurumsal bir bildiri okumuşsanız, mesele tamamdır.!
Bir ülkeyi yönetenlerin bu kadar tahammülsüz, bu kadar acımasız olduğu hiçbir dönem görülmemiştir.!
Afrine girildi.!Orada neler olup bittiğini kimse bilmiyor.!
"Alıp, sahiplerine teslim edeceğim" diyor.!
Oradakiler zaten sahipleriydi.!
Kime masal anlatılıyor?
Asıl hedef orada ki demografik yapıyı değiştirmektir.!
Nasıl mı?
Çoğunluk olan Kürd ve Alevi nüfusu yerinden etmek ve yerine şu an ülkesinden kaçıp gelen sünni Arapları yerleştirmek.!
Sünni Arap olunca sınır güvende olacak.!
Yeter ki Kürd olmasın.!
Oysa kapı kapı dolaşıp, üstelik bu ülkenin geleceğini bilinmeze sürüklemek gibi bir akıl boşluğunda yüzeceklerine, Kendi içindeki Kürd'lerle bu sorunu tüm samimiyetimle söylüyorum, üç günde çözerler ve bu ülke kan kaybetmekten,onun bunun kapısında itibarsızlıktan kurtulur.!
Ama yok.!
Her gün " kökünü kazımak ve temizlemekten" dem vurursak,bu ülke tüm geleceğini heba eder.!
Unutmayın gemiyi kan denizine sürmüşseniz,
kandan başka bir dalgayla boğuşma şansınız yoktur.!
**************
CHP nereye gidiyor
Dün iki samimi dostumla sohbet ediyorduk..Konu bir ara CHP'ye uzandı.!
İyi niyetli arkadaşlarım bu ülkenin kurtuluşunun seçimde CHP ye verilecek destekle olabileceği kanısındalar.!
Yoksa Reis tekrar kazanabilirmiş.!
Sanırım Reis kazansın diye Kemal'in çabasının farkında değiller.!
Ekmelettin meselesi buna en iyi örnektir.!
Şimdiki savaşta birleşmelerinde ki tek gaye, Reisi makamın devamına ebedi oturtmaktır.!
Baksanıza CHP li Ümit Oran Sosyalist Enternasyonal üyeliğinden istifa etmiş!
Gerekçe ise, Türkiye'nin Afrin savaşına karşı çıkmalarıymış.!
Kısacası CHP batıkça batıyor.!
Zaten kongreyi ulusalcılar kazanmazsa CHP diye bir şey kalmayacak.!
Parti bölünecek ve artık kimin payına ne düşerse?!
Kemal Bey'e de Akdeniz sahillerinde gelip geçen gemilere artık el sallamak kalır.!
Tabi kısa donla sahilde gezmesine müsaade edilirse.!